Yeni yıla bir kala!
Takvimlerden yılbaşı, senenin son ayı…
Bir senenin yorgunluğunu geride bırakmanın, içimize umut tohumları atmanın zamanı şimdi.
Yeni kararlar almanın, yapamadıklarımızın üstünü çizmenin anı.
Sevdiklerimize daha çok sarılmanın ya da telefon listemizde küçük bazı temizlikler yapmanın ihtiyacı.
Aldığımız yaşla birlikte ağırlaşan bedenimizi nadasa bırakacağız bir süre belki ya da hemen yeniliklere filizlensin diye ilk tohumları atacağız.
Yani insan olmanın ve her şeye rağmen yaşama sarılmanın gereklerini yapacağız.
Anne baba olarak kendimizden önce çocuklarımız dediğimiz için, yeni bir insana hayat ve biçim vermenin sorumluluğunu tüm hücrelerimizde hissettiğimiz için belki, daha duyarlıyız gelecek günlere. Korkuları, sevinçleri ve beklentileri daha yoğun yaşıyoruz. Daha fazla takılıyoruz detaylara, satır aralarında farklı anlamlar var mı illa öğrenmek istiyoruz. Bu yüzden gelen her yıl umutla birlikte biraz da hüzün getiriyor bizlere. Yaşanmışlıklar yaşanacaklara karışıyor. Hayaller gerçeklere, vaat edilen beklentiler sonrasında gelen sözlere, umutlar yaşamın sert köşelerine karışıyor.
Ama umut etmek, iyiyi düşünmek güzel şey… Mavi bir his veriyor insana, biraz da hafifletiyor. Bu yüzden önemsemeli yılbaşlarını, en çok da çocuklar için…
İçinizden umudun, düşüncelerinizden yapabilirim arzusunun eksik olmayacağı bir yıl dileğiyle…
Berna Paşahan