Değişime kendimizden başlayalım
Takvimler mart ayını gösterince gözümüz 8 Mart’a takılıyor ister istemez. Önemsiyoruz bu günü. Çünkü kadın olmanın, mücadele etmenin, “Ben” olmanın anlamı yüklü bu günde…
Yüz yılı aşkın süredir kutlanan 8 Mart’ın özünde mücadele edenlere saygı var. Kadınların var olma, üretme, kendini ifade etme süreçlerinde elde ettikleri haklar, hiçbir zaman kendiliğinden verilmedi çünkü. Yıllar içinde talepler şekil değiştirse de özü hep aynı kaldı. Var olma, yaşam ve ifade hakkı…
Şimdi aynı zamanda anne olan bizler, sadece kendimiz için değil çocuklarımız içinde sahip çıkıyoruz bu güne. Çünkü bir şeylerin değişmesini istiyoruz. Mutsuzluk, korku ve belirsizlik ile şekillenen yaşamların sadece kaos getireceğini biliyoruz.
Sıklıkla söyleniyor ya, geleceği yaratanlar kadınlardır diye, o zaman sözün hakkını vermek gerek. Çocuklarımıza verdiğimiz eğitimde doğrularımız, yanlışlarımız, verdiklerimiz, veremediklerimiz neler? Bir gözden geçirmekte fayda var. Büyük adamların yaptıkları büyük yanlışlar, küçüklüklerinde yapılan küçük, önemsiz hareketlerden kaynaklanıyor olabilir mi? Eşine şiddet uygulayan bir erkeğin çocuklarına nasıl bir rol model olduğunu düşünün. Ya da evin dışında sosyal yaşamı olmayan bir kadının, tek başına karar alamaması, hep birilerinin güdümünde kalması, çocuklarına nasıl bir mesaj verir. Araştırmalar kişiliğimizin %70’inin ilk 12 yılda tamamlandığını söylüyor. Bu yılları ağırlıklı olarak anne babamızla geçirdiğimizi düşünürsek, bilerek ya da bilmeyerek onların hareketlerini, düşüncelerini, yaşama bakışlarını da içselleştiriyoruz. Kendimizde beğenmediğimiz bir davranışı “Aman, kaç yaşına geldim böyle de idare ediyorum işte!” deyip geçiştirsek de, odada ki bir diğer kişi yani çocuğumuz bizi gözlemliyor unutmayın. Sizin bıraktığınızı alıp kişiliğine giydiriyor ve bu kıyafet her zaman bedene uymuyor.
Elbette 8 Mart’ta güzel umutlu dileklerimiz var. Ama dilekte bulunmakta sorunlara çözüm olmuyor ne yazık. Farkında olalım, bilince çıkaralım. Değişmek ve değiştirmek için uğraşalım. Fark ancak böyle yaratılacak…
Berna Paşahan