İNSAN İNANMAK İSTİYOR…
2020 iyi başlamadı…
Aralık ayında kendini göstermeye başlayan Coronavirus, 1 Mart itibariyle hızla pandemi seviyesine ilerliyor. Hayatını kaybeden insan sayısı 3 bini geçti.
Şubat sonunda Suriye İdlib’de yiten canlar, yine anaların yüreğini dağladı. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Kimse ama hiç kimse (ne kadar üzgün olduğumuzu, içimizin yandığını söylesek de) kaybı yaşayan kadar, acıyı bilemez. Eline kıymık batsa, gözlerimizin dolduğu çocuğumuzu bir daha göremeyecek olmak, sarılamamak, koklayamamak… Düşüncesi bile yüreğimizi sıkıştırırken, bunu yaşamak… Zor, çok zor…
Mülteci sorunu tüm dünyada yaşanan bir sorun olsa da, 5 yılı aşkın süredir ülke olarak biz de işin içindeyiz. Bu konu hakkında çok şey söylenebilir, onlara kızan da var, acıyan da… Ama bir gerçek var ki, hiç kimse ülkesini terk etmek istemez, mülteci olmak hiç de kolay ve arzu edilen bir şey değil. Tepki göstermeden önce anlamaya, empati kurmaya ve siyaset arenasında neyin ne olduğunu doğru görmeye ihtiyaç var.
Ekonomi son yıllarda iyi değil, sıkıntılar var. Eğitim, sağlık deseniz ona keza… ve hemen yanı başımızda bitmeyen bir kavga, savaş… İçimiz bunalıyor, boğuluyor. Sürekli endişe ve huzursuzluk hali ile dolanıyoruz ortalıkta…
Tüm bunlara rağmen, insan inanmak istiyor. Kötü günlerin bir gün biteceğine, gri bulutların ardından ışığını bize göndermeye çalışan güneş gibi aydınlık günler geleceğine, iyi insanların çoğalıp, ellerini birbirlerine uzatabileceklerine… Çok şey mi istiyorum?
Berna Paşahan