Deniz Karadeniz ile Öpünce Geçmeyen Uflar
Deniz Karadeniz, merak ettikleri soruların cevaplarını sosyal medya araştırmalarıyla bulmak isteyen her anne ve anne adayının karşısında çıkmıştır diye düşünüyorum. “Öpünce Geçmeyen Uflar için İlk yardım” eğitimi veren isim Deniz. Basit hatalarla istemediğimiz sonuçlarla karşılaştığımızın farkına vardığından beri bu alanda eğitim verme, toplumu bilinçlendirme konusunda gönüllü bir isim kendisi. Biyoloji okumuş, sonra farklı işler yapsa da hepsi eğitmenliğine katkıda bulunmuş elbette. Bugün onu renkli önlüğüyle görüyoruz hep. Onun da amacı zaten bu. Yani kimseyi sıkmadan, eğlenceli bir şekilde bu işin ciddiyetini anlatmak. Siz de eğitimler almak isterseniz sosyal medya hesabından tarihlerini takip edebilirsiniz. Unutmayın doğru ilk yardım için önce bilmek gerekir ve kendisini daha yakından tanımak için Deniz Karadeniz’le sohbetimize başlıyoruz.
“Büyüyünce ilk yardım eğitmeni olacağım.” dememişsindir diye düşünüyorum. Nereden geldi bu merak, nasıl işe dönüştü?
Çocukken rol modelim annemdi. Bir bankada yöneticiydi, çok şık giyinir ve çok çalışırdı. Ne yapacağımı bilmiyordum ama onun gibi iş kadını olmak istiyordum. Birkaç yıl sonra Duygu Asena’nın kitapları ile tanışınca kadınların sorunları ile yüzleştim. Daha çok okuyup, görüp, araştırdıkça bir gün kadınlara ve çocuklara dokunan bir şeyler yapmayı hayal ediyordum. Şu an da tam da böyle bir iş yapıyorum ama ileride çok daha fazlasını yapabilmeyi umuyorum.
Okula başladığında ne düşünüyordun?
Renkli bir hayat ve iş hayal ediyordum. Üniversitede okurken gelecekte ne yapmak istediğime karar vermiş ve bu doğrultuda eğitimler almaya başlamıştım. İş hayatında deneyim kazanıp yeterli donanıma sahip olduktan sonra öğrendiklerimi aktarabileceğim bir işim olmalıydı ve bu aktarımı farklı, kendime özgü bir yöntemle yapmalıydım. İngiltere’den gelen bir eğitmenin tiyatro atölyesine katıldım. Bu eğitim, içimdeki tiyatro aşkını yeşertti ve ben sonrasında üç yıl yaratıcı drama liderlik, yurt içinde ve yurt dışında oyunculuk eğitimleri aldım. Bu arada, sektörün iyi ilaç firmalarından birinde staj yaptım ve ilaç sektörünü tanıyarak, pazarlama departmanında çalışmak istediğimi anladım. İletişim, diksiyon gibi bana katkısı olacak eğitimleri de almaya devam ediyordum. Sadri Alışık’ta tiyatro eğitimimi tamamladım. İlaç sektöründe hem satış hem de pazarlama departmanlarında yönetici olarak çalıştım. Bir yandan da Boğaziçi Üniversitesi’nde Yöneticiler için Pazarlama programına katıldım. Bir dönem İngiltere’ye giderek dil ve oyunculuk eğitimleri aldım.
Peki ilk yardım nasıl girdi hayatına tüm bunlardan sonra?
Özel sektörde çalıştığım dönemde “İş Güvenliği” konusu dikkatimi çekti ve bu konuya eğildim. Bilinçsizlikten insanların hayatını kaybettiğini gördüm. Eğitimlerde, insanların çalışırken başına gelen olayları konuşuyorduk ve her biri benim için şoke ediciydi. Satış ve pazarlamadaki korunaklı dünyamdan bambaşka şeylerle karşılaşmıştım.
Tam da bu nokta da mı karar verdin?
Evet, eğitim aldığım dönemin son haftalarında maden kazası olmuştu. O kaza beni çok etkilemişti. Bir İlkyardım Eğitim Merkezi’nde koordinatör ve mesul müdür olarak işe başladım. Bir yandan ilk yardım eğitmenliği eğitimini de aldım. Biyolog olmamım avantajı da oldu bu süreçte. Sonrasında tüm geçmiş deneyimlerimle bu işi daha iyi nasıl yapabilirime kafa yormaya başladım.
Dönüm noktan ne oldu?
2 yaşında bir çocuğun tıkanmadan dolayı hayatını kaybetmesi dönüm noktam oldu. Anne, baba ve çocuk televizyon izlerken çocuğun birden soluk borusu tıkanıyor ve hayatını kaybediyor. Böyle anlarda anne babalar panikliyorlar ve ne yapacaklarını bilemez durumda oluyorlar. İstemediğimiz üzücü sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Ben de o zaman düşündüm ki bu işi daha sevimli hale getirerek ailelere ulaşmalıyım.
İlk yardım konusunda neredeyiz sence?
Hatalarımız ortak. Bir “İlk yardımı bilmeliyiz” cümlesi ortalıkta dolaşıyor ama yeterli değiliz. 112’yi arama konusunda bile çok acemiyiz.
İlk eğitimin nasıl oldu?
Bir şirketin sosyal sorumluluk projesi ile başladım. Geçimini güçlükle sürdüren bir grup ailenin çocuklarıyla pikniğe gittik. Piknik yapmak en özendikleri şeymiş. Orada çok keyifli vakit geçirdik. Çocuklara uygun materyaller ve oyunlar hazırladım. Drama tekniklerini kullanarak onlara ilk yardım eğitimi verdim. Organları tanımak, onları yerleştirmek, oyunlarla öğrenmek hoşlarına gitmişti. Beni çok mutlu eden işlerden biridir. Sonra ebeveynlere, öğretmenlerle ve bakıcılarla yönelik yetişkin eğitimlerime ve ara ara güzel projeler olursa da çocuklara yönelik eğitimlerime devam ettim.
Son olarak ailelerimize neler söylemek istersin?
Yaptığımız hatalarla işi büyütüyoruz. Büyütmemek için de neyi nerede nasıl yapacağımızı bilmemiz gerekmekte. İhtiyaç durumunda 112’yi arayıp yardım istemeliyiz. Bildiğimiz zaman sakince doğru ilkyardım uygulamalarını yapabilir ve sevdiklerimize yardımcı olabiliriz.
Röportaj : Alıhan Gündüz
Foto: Doku Photography
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..