Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Merak Duygusu Öğrenmenin Anahtarı
Merak Duygusu Öğrenmenin Anahtarı
Çocuğunuzun Yeteneği Var Ama Neye?
Çocuğunuzun Yeteneği Var Ama Neye?

Çocuklarda Düşünme Becerisinin Gelişimi

 Çocuklarda Düşünme Becerisinin Gelişimi

Düşünmeyi öğrenmek de öğrenilmesi gereken bir beceri. Temeli çocuklukta atılıyor. Doğru ebeveyn yaklaşımları, soru sormayı ve çözüm bulmayı teşvik etmek, çocuğa fırsat vermek ilk yapılması gerekenler. Sonrası mı? Sonrasını Uzman Psikolog- Lisanslı Psikoterapist Nuray Özben Avşar anlatıyor. 

Doğum itibariyle çevremizdekilerle iletişime geçer ve birçok alışkanlığımızı da böylece oluşturmaya başlarız. Yaşamın ilk yılları çocuklarda sadece tuvalet, yemek yeme gibi alışkanlıkların değil, düşünme alışkanlıklarının da şekillendiği bir dönemdir.


Temel öğrenme yeteneği büyük ölçüde anne ve baba tarafından şekillendirilir. Çocuklara hazırlayacakları ortam, gösterecekleri sevgi, ayıracakları zaman ve sergileyecekleri yaklaşım ile doğrudan ilişkilidir.

Her insan eğer herhangi bir bilişsel probleme sahip değilse düşünme becerisine sahiptir. Bu becerilerin nitelikli hale gelmesi ise büyük oranda yaşamın ilk yıllarında çevre ile ilişkilidir.

Doğum itibari ile her şeyi keşfetmeye çalışan çocuğun öğrenme kapasitesi de oldukça geniştir. Ancak bu konuda çocuğa yardımcı olunmazsa edinilen bilgilerin, becerilerin zamanla yok olacağını da vurgulamak gerekir. Çocukların üzerinde çevrenin ve verilen eğitimin önemi unutulmamalı ve doğum itibariyle onun zihinsel gelişimi için de çalışmalar yapılmalıdır.

Çocukların düşünme becerilerini geliştirmek için ailelerin evde yapabileceği aktiviteler

  • Yapılması gereken ilk şey öğrenme etkinliklerinin rahat, baskı olmaksızın neşeli ve rahat bir ortamda olmasını sağlamaktır.
  • Ebeveynler bu etkinlik sürecinde kendilerini iyi hissetmiyorlarsa kesinlikle devam etmemeli ya da hiç başlamamalıdırlar. Negatif duyguların bellekte çok çabuk ve kalıcı yer ettiğini unutmamak gerekir.
  • Katı disiplin kurallarının olduğu değil, ortak konulan kuralların olduğu bir ortamda çalışmaların yapılması, çocuğun kendisini daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.
  • Yapılacak aktiviteler mutlaka çocuğun yaş seviyesine uygun olmalıdır. Aktivite seçiminde oldukça dikkatli olunması gerekmektedir. Yaş seviyesinin üstünde yapılan çalışmalar çocuk için negatif sonuçların oluşmasına neden olabilir. “Ben bunu yapamıyorum” duygusunu sıklıkla yaşaması, öğrenilmiş çaresizlik durumunun oluşmasını da beraberinde getirecek ve yapabileceği bir etkinliği bile yapamam diyerek bırakacaktır. Yaş seviyesinin altında yapılacak çalışmalar da çocuğun çabuk sıkılıp bu etkinliklerde artık bulunmak istememesine ya da zaten hepsini yapabiliyorum dediği şeyleri alışkanlık haline getirip önem vermesi gereken aktiviteyi çok kolay görüp dikkatsizlikler yapmasına neden olacaktır.
  • Etkinlikler denilince sadece eğitici oyunlar akla gelmemelidir. Doğal yaşam alanı tam bir öğrenme merkezidir. Bir hikayeyi okuyup neden-sonuç ilişkisi kurmasını istemeniz, masaya konulan bardakları sayması, şarkılarla yönlerini göstermesi gibi birçok etkinlik hem eğlenceli hem de öğretici olacaktır.
  • Sebep-sonuç ve sonuç- amaç ilişkilerine vurgu yapmaya önem verilmelidir.
  • Olasılık bildiren cümleler kullanmaya özen gösterilmelidir. Yani spor yapan sağlıklı yaşar gibi kesin bir yargı yerine spor yapan insanların sağlıklı yaşama ihtimalleri yüksektir demeniz hatalı düşünme tarzının oluşumunu engelleyecektir.

Kitapların size vereceği etkinlik örneklerinden çok daha fazlasına sahip olduğunuzu unutmamalısınız.  Dikkat etmeniz gereken tek şey çocuğunuzun ilgi alanlarını, seviyesini iyi bilmeniz ve hem sizin hem de onun eğlendiği bir ortam oluşturmanızdır.

Okullarda yapılabilecek etkinlikler

  • Okullarda sadece öğretmenin anlatıp çocukların yazdıkları klasik eğitim sisteminden öteye gidilmelidir. Çocuklar kavram haritaları gibi konuya kendilerinin de dahil oldukları yani aktif oldukları bir çalışma ortamında olmalıdırlar. ‘Evet – Hayır’lı sorular yerine niçin-sonuçlu açıklamalar, yorum gerektiren sorular ile düşünme becerileri desteklenmelidir.
  • Düşünme becerilerinin geliştirilmesi açısından soru sormanın niteliği oldukça önemlidir. Sadece bilgi almak için değil, bilgiyi kullanmak için de sorular sorulmalıdır.
  • Düşünme becerilerini geliştirmek için iyi sorulmuş bir soru büyük önem taşımaktadır. Örneğin şemsiye almanın nedeni yağmur yağma ihtimali iken amacı ıslanıp hasta olmamaktır. Kalıplaşmış bilgi sunumu yapılmamalıdır. Ekmeği kim yapar sorusunu okul öncesi bir çocuğa sorduğumuzda öğrenilmiş bir bilgi olarak fırıncı cevabını verecektir. Bu soruyu biraz daha değiştirip fırıncılar olmasaydı ekmeği nasıl elde ederdik sorusu çocuğun var olan bilgisinin ötesinde düşünmesini, yorum yapmasını ve çıkarımda bulunmasını sağlayacaktır.
  • Sadece müfredat konuları değil bunun dışında da tartışabilecekleri, düşüncelerini paylaşabilecekleri ortamların okullarda oluşturulması çok önemlidir. Öğrenci merkezli bir eğitim aynı zamanda düşünme becerilerinin de eşzamanlı geliştiği bir eğitimdir.

Düşünme becerisi gelişmeyen çocuğun ileride yaşayabileceği olası sorunlar

  • Sadece var olan ve öğrenmiş ya da ezberlemiş olduğu bilgiyi kullanabilir. Yeni bir fikir üretmesi neredeyse imkansızdır.
  • Varsayımlar ya da çıkarımlar yapmada yetersiz olduğu için pasif bir öğrenme şekli oluşturacak ve karar verme konusunda başarısızlık ve yetersizlik duygusu duyacaktır.
  • Düşünme becerisi gelişmeyen bir bireyin kendisini yaş, cinsiyet gibi somut ifadeler dışında soyut ifadelerle anlatması beklenemez.
  • En kolay konularda bile akıl yürütmekte zorlanır hatta çoğu kez bunu bile yapamaz.
  • Başkalarına bağımlı, başkalarının fikirleri ve kararları ile hareket eden bireyler haline gelirler.

Çocuklara düşünmeyi öğretmek…

Ev ortamında, sosyal yaşamında ve okul hayatında yukarıda da belirttiğim gibi ham bilgiyi kullanması ve yorumlaması yönünde çalışmalar yapıldıkça çocuk hayatını böyle şekillendirecektir.

Düşünme becerisi yemek yeme alışkanlığı gibi bir alışkanlıktır. Edinilen bu alışkanlık hayatının her aşamasında yer alacaktır. Doğru zamanda ve doğru şekilde küçük yaşlardan itibaren yapılan çalışmalar çocuğun bu becerileri kazanmasını ve hayatı boyunca kullanabilmesini sağlayacaktır.

Düşünme becerisi; dikkat, planlama, eşzamanlılık, hafıza-hatırlama, görsel algı, akıl yürütme-mantıksal bağ kurma ve sorun çözme konuları birbirleri ile bağlantılı şekilde, oyunlarla çocuklara kazandırılmaya çalışılmalıdır.

Öğrenmede ilk adım DİKKAT ETMEKTİR. Çocuk önce herhangi bir şeyi fark etmeli ve algılamalıdır. Duyu organlarının ilk kaydından geçen bir bilginin kısa süreli hafızaya geçişinde dikkat bir süzgeç görevi görür. İlginç sorular, farklı materyal kullanımı, haritalar, grafikler, farklılık-benzerlikler, puzzlelar, okunan kitabın ayrıntılarını sorma (işitsel dikkat) bu alanın gelişimi için yapılabilecek aktiviteler olabilir.

EŞZAMANLI ÇALIŞMALARA görsel ve zihinsel canlandırmalar yapması istenmesi, yüzleri hatırlaması, kağıt katlama çeşitlerini öğretmek, şekillerdeki rotasyonu çözmesini istemek örnek olarak verilebilir.

HAFIZA VE HATIRLAMA ÇALIŞMALARI için ise öncelikle çocuk öğrendiği bir şeyi anlatırken ona fırsat verip mutlaka sonuna kadar dinlenmelidir. Yaşadığı olayları anlatmasını ve hatırlamasını kolaylaştırmak için ipuçları vererek yardımcı olabilirsiniz. Hafıza geliştirici eşleştirme oyunları, kodlama, gruplama, sınıflama tekniklerini öğreneceği çalışmalar, geçmiş hakkında konuşmalar bu alanda destek sağlayacak etkinliklerdir.

GÖRSEL ALGI ise soyut düşünme becerilerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Eşyaların önden, arkadan, yandan konumuna dikkat etmesi ya da geometrik bir şekil gösterilip daha sonra başka bir karmaşık şeklin içerisinde gizlenen aynı şekli bulup çizmesi istenebilir.

İlk yıllardan itibaren AKIL YÜRÜTMEYE VE SORUNLARI ÇÖZMEYE çabalayan çocuklar bu doğal becerilerini yapılacak çalışmalarla geliştirebilirler.

Sorunla karşılaştığında hemen çözüm yolu sunulmamalı ona fırsat verilmelidir. Mutlaka sabırlı olunmalıdır. Herhangi bir durumla karşılaşıldığında yetişkinler çocuklara örnek olmalı ve çözüm basamakları yüksek sesle düşünüp dile getirmelidirler. Yeniden altını çizmek isterim yetişkinler soru sorarlarken oldukça dikkatli olmalıdırlar.

Unutmamak gerekir ki soru sormak da bir beceri işidir.

“Düşünmeyi öğretirken çocukların baskın zeka türlerini bilmek gerekmektedir.
Görsel zekası olan çocuklar resimlerle ve video filmlerle daha kolay öğrenirlerken, bedensel zekası olan çocuklar dokunarak, deneyerek ve uygulayarak daha iyi öğrenirler. Matematik zekalı çocuklar mantığa dayalı, sebep – sonuç ilişkileriyle rahatça öğrenirlerken, müzik zekalı çocuklar müzikle, dilsel zekası olan çocuklar ise dinleyerek ve okuyarak öğrenmede daha başarılı olurlar. Sosyal zekalı çocuklar konuşup, iletişim kurarak, içsel zekası olan çocuklar ise tek başına çalışarak öğrenmekten zevk alırlar.

Zeka tipi her ne olursa olsun her çocuğun kuvvetli ve zayıf yönlerinin olduğunu unutmamak gerekir. Bu yüzden tek tip zekaya hitap ederek çocukları bir kalıp içine sokmaya çalışmak, yetişecek pek çok dahiye engel olmak demektir. Çocuklara yeteneklerini gösterme, geliştirme ve başarılı olma şansı verilmelidir.” (Turner,Colin)

 

KAYNAKÇA:
Turner, Colin; Herkes Doğuştan Başarılıdır.
Claous,Hammer; Teaching Learning

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..