Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Hamilelikte yaşanan 3 şikayet: Baş ağrısı, saç dökülmesi, bacak krampları
Hamilelikte yaşanan 3 şikayet: Baş ağrısı, saç dökülmesi, bacak krampları

Hamilelikte Kilo Yönetimi

Hamilelikte Kilo Yönetimi

Birçok kadın hamilelik boyunca alacağı kilolardan endişe duyar. Ya alınan kilolar doğum sonrası verilemezse? Oysa hamilelik boyunca alınan kilolar yalnızca şişmanlamanıza yol açmaz. Bazı sağlık riskleri de taşır. Anne adayının şeker hastalığına eğilimi, bebeğin fazla kilo alması nedeniyle normal doğum yapamamak gibi... Kadın-Doğum uzmanı Dr. Atilla Çankaya, hamilelik sırasında alınan fazla kiloların etkilerini yazdı.

Hamilelik, sadece aile yaşantısında değişik bir atmosfer yaratan mutlu bir olay olmaktan çok; anne ve bebek açısından birçok dönemeçli yolların aşıldığı bir dönemdir. Gerek annenin gerekse bebeğin hayatını tehlikeye sokabilecek durumlar söz konusu olmasa bile gelişimsel anormalliklere veya gelişme geriliklerine neden olabilecek komplikasyonların ortaya çıkabileceği zorlu bir süreçtir. Bu zorlu sürecin başarıyla sonlandırılmasında (Başarıdan kastımız, sadece canlı bir bebek dünyaya getirmek değil, bu bebeğin dış ortama tam anlamıyla adapte olabilecek olgunlukta olması; sadece nefes almaya başlaması değil, nefes almayı sürdürebilmesi; herhangi bir şekilsel veya fonksiyonel anormalliğe sahip olmamasıdır.) gerek uzman hekimlere, gerekse ebeveynlere önemli görevler düşmektedir.

Bahsedilen bu komplikasyonlar açısından önemli ama önlenebilir bir risk faktörü olan şişmanlık, diğer bir ifadeyle obezite konusunda özellikle annelerin ve anne adaylarının bilinçli olmaları gerekiyor.

Sezaryen ya da Şeker eğilimi

Obezite ya da daha açık deyimiyle şişmanlık gebeliği riske sokan en önemli faktörlerden biridir. Daha önce de belirtildiği gibi obezite, getal maknosami (anne karnında bebeğin şişmanlaması) riskini de beraberinde taşır. Şişmanlığın ortaya çıkardığı bu durum, doğum travmalarına veya doğum sırasında sezaryen kararı verilmesine neden olan en basit komplikasyonlardan biridir.

Doktorlar için daha önemli olan ve üzerinde özellikle durmak gereken nokta ise obezitenin diabetojenik (şeker hastalığı) etkisidir. Normal bir gebelikte de hormonal değişimlere ve gelişen insülin rezistansına (şeker ayarına karşı direnç) bağlı diyabete eğilim varken, şişman gebelerde normal gebelere oranla daha da artan insülin rezistansı nedeniyle bu diyabete olan eğilim, daha fazla gözlenir.

Gebelik şişmanlamayı kolaylaştıran bir süreçtir. Önlem alınmadığında gebeliği zorlaştıran ilave hastalıklar, bebekle ilgili problemlerde söz konusu olacaktır.

Gebeliği izleyen loğusalık döneminde, alınan kiloların önemli bir bölümü verilir. Bütün hekimlerce önerilen emzirme faaliyeti, loğusa kadınlarda daha fazla gıda alma psikolojisini yaratır. Bu alınan gereksiz fazla gıdalar, şişmanlığın gerilememesine, devam etmesine ya da artmasına yol açar.

Modern hekimlik anlayışında ihtiyaç kadar gıda alımının önerilmesi ve sağlanması esastır. Gebelikte sadece ihtiyaç olan gıda ve kalorinin alınması, doğum sonrasında çok rahat kilo verilmesini sağlayacaktır.

Gerek doğum sonrası, gerekse gebelikten bağımsız, kilo kaybı yani zayıflama, günümüz aktüalitesini en çok meşgul eden konulardan birisidir. Radyo ve televizyonlarda, gazetelerde reklamlarda zayıflamayı kolaylaştıran, sistem, alet spor salonları ve diyet formüllerinin sıklıkla işlenmesi, konunun oldukça önemli bir sektör haline gelmesine yol açmıştır.

Sektörde pazarlanan ürünler, genellikle egzersiz ve beden faaliyetini artırmayı ve bunu yaparken eğlendirmeyi amaçlayan sistemlerdir.

Ne yazık ki yapılan egzersiz ve benzeri beden faaliyetleri, iştah artışına yol açmakta ve istenilen zayıflama süreci bir türlü başlamamaktadır.

 İdeal olan ortalama bir beden faaliyetiyle birlikte gıda kısıtlaması, yani popüler ifadeyle rejim yapmaktır. Şimdi size çok kolay kilo vermenizi sağlayacak bir rejim sistemini öneriyoruz;

1-      Terazili bir yaşam biçimi (her sabah veya akşam aynı kıyafetle ağırlığın takibi)

2-      Daima önceki gün miktarından (çok az azaltılmış dahi olsa) daha az besin tüketmek ve içmek

3-      Gıdalar hakkında bilgi içeren kitap, broşür vs gibi kaynakların her an el altında bulundurulması

4-      Sabah, öğle, akşam, ikindi ve yatmadan önce (TV karşısında) olacak şekilde, günü beş öğüne bölerek programlı ama az gıda alınması.

5-      Daima 2. numaralı ilkenin hatırlanması

6-      Kilo verme olayında direnç noktalarının bulunduğunun bilinmesi ve moralin yüksek tutulması

Unutmayın 1 ve 2 numaralı ilkeler, gerçek anlamda kendinizi üzmeden kilo vermenizi sağlayacaktır. Terazili, az kilolu, hafif, mutlu ve sağlıklı bir yaşam dileğiyle.

 

   

 

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..