Hastalık Mevsimi Kapıda...
Kreş ve ilkokula yeni başlayan çocukların sık sık hastalandıkları bilinir. Evin korumalı ortamından çıkan çocuklar için farklı mikroplarla tanışmanın yeridir okullar. Kulağa biraz ürkütücü gelse de bunun doğal ve bağışıklığı güçlendirici bir süreç olduğunu belirten Çocuk ve Yenidoğan Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülnihal Şarman ailelere neler yapmaları gerektiği konusunda önemli bilgiler veriyor.
Havaların soğuması ve okulların başlamasıyla çocuklar kış hastalıklarını geçirmeye başlayacaklar. Her sene üst solunum yolu virüsleri adeta sıraya girerek bir salgın biterken bir diğerini devreye sokar. Çocukların art arda kaptığı bu viral enfeksiyonlar size “Aralıksız bir hastalık” gibi gelebilir. Aslında süresi uzun bir hastalıktan çok birbirini kovalayan virüs salgınları çocukları hasta ediyor. Bu virüslerden 2 tanesi ise hastaneye yatmaya kadar varan daha ciddi enfeksiyonlara neden oluyor. Bunlardan biri sonbaharın ilk aylarında görülen RSV virüsü, diğeri ise ve kışın tam ortasında yeni yıla girerken aile boyu kutlarcasına yakalayan GRİP virüsü.
Hangi çocuklar daha çok hastalanacak?
Bu yıl ilk olarak yuvaya başlayan veya yuvaya gitmeden ilkokula başlayan çocuklar en sık hastalanan grup olacak. Bu her sene böyledir. Çocukların bağışıklık sisteminin gelişmesi için değişik mikroplarla tanışmaları ve bunları yenmeleri gerekir. Son yıllarda pek çok çocuğun 0-5 yaş döneminde yuvaya gitmesi sonucu ilkokulda görülen enfeksiyonlar daha seyrekleşti.
Yuva çocukları neden hastalanıyor?
Aslında yaşamımızın her anında mikrop, virüs ve parazitlerle karma bir haldeyiz. Bunlarla tanıştıkça vücudumuz alışıp bağışıklık üretiyor. Doğum anından itibaren tanışma başlıyor ve yuva çağlarında bu tanışma en yüksek seviyesine ulaşıyor. 0-5 yaş çocukları yeterince bağışık olmadıklarından hastalanıyor ve bazı davranış özellikleri nedeniyle de birbirlerine kolaylıkla bulaştırıyor. Örneğin yerlerde sürünüyorlar, bardak ve oyuncak paylaşıyorlar, el ele tutuşup oyunlar oynuyor, güreşiyorlar vs vs... Bu bağışıklığın oluşması aslında iyi. Bugün bilindiği kadarıyla kardeşle büyüyen, yuvaya giden, etrafında hayvanlar olan yani erken dönemde enfeksiyonlara maruz bırakılan çocuklar ilkokul yıllarında daha az hastalanıyor.
Grip aşısı yapılmalı mı?
Grip aşısı bir senelik koruma sağlar. Her sene korunma istiyorsanız kış başında, eylül- en geç kasım aylarında aşı yaptırmalısınız. Grip aşısı her sene o kış için öngörülen değişik influenza virüsü tipine karşı hazırlanır. Bu nedenle her sene sonbaharda piyasaya sürülmesi beklenir. Genellikle eylül sonunda aşı kliniklerde bulunur. İnaktif bir aşıdır. Bu nedenle yan etkileri ciddi değildir. Aşının hastalığı önlemedeki etkinliği yüzde 50-70 civarındadır. Yani yüzde 100 korunma sağlamaz. Aşı sadece ilk yapıldığı sene bir ay arayla 2 kere, sonraki yıllarında 1 kere yapılıyor. 0-3 yaş gurubuna 0.25 ml ( ½ doz), 3 yaşını üzerine 0.5 ml (tam doz) yapılmalı.
Aşıları tamam mı?
Kışa başlarken çocuğunuzun aşılarının yaşına uygun yapılmış olması gerekir. Böylece klasik çocukluk hastalıklarından korunmuş olur. Yine de anne babalar aşılı çocukların da yakalanabileceği birçok farklı virüs ve bakteri olduğunu unutmamalı. Aşılarının tamam olması tüm hastalıkları önlemez. Örneğin çocuğunuz ishal olmasın diye rotavirüs aşısını yaptırmış olabilirsiniz. Şunu bilmeniz gerekir ki ishale neden olan diğer virüs ve bakteriler de onda ishale neden olabilir. Aşılardaki asıl amaç çocukları en sık ve en ağır şekilde hastalandıran hastalıkları önlemektir.
Aşıları tamam olan bir çocuk şu hastalıklara karşı bağışıktır
• Tüberküloz
• Kızamık
• Kızamıkçık
• Kabakulak
• Boğmaca
• Suçiçeği
• Çocuk felci
• Difteri
• Tetanoz
• Zatürre (Pnömokokların neden olduğu)
• Menenjit (Hemofilus bakterisinin neden olduğu)
• İshal (Rotavirüslerin neden olduğu)
• Hepatit A
• Hepatit B
Kış enfeksiyonlarına karşı yuva ve ilkokullarda alınması gereken önlemler
· Yazılı bir hastalık talimatı: Bulaşıcı bir hastalığı olan çocuğun hastalığını bulaştırmaması için okula gönderilmemesi gerekir.
· Hijyen: Hijyenle ilgili eğitim ve talimatların olması gerekir. Çocuklara verilecek hijyen eğitimi, etraf temizliği, tuvalet kullanımı ve temizliği, alan paylaşımı, beslenme hijyeni ve gıda maddelerinin ellenmesi, eğitmen – çocuk oranı gibi pek çok konunun üzerinde durulması gerekir.
· El hijyeni: Çocukların her bakımından sonra eller yıkanmalı. Eğer çok sık yıkama söz konusuysa alkol bazlı antiseptikler de kullanılabilir.
· Ortam temizliği: Belirli sıklıkta ortam ve oyuncak temizliği yapılmalı ve hiçbir şekilde aksatılmamalıdır.
· Solunum hijyeni: Çalışanlar ve çocuklar ellerine değil kol içine öksürmeyi veya hapşırmayı bilmelidir. Kağıt mendil kullanıp tek temasla çöpe atmalıdırlar.
· Eldiven kullanımı: Yuvadaki çocukların bezlerini atarken veya kusmuklarını temizlerken mutlaka tek kerelik eldiven kullanmalı.
Anne babalar hasta çocuklarını ne zaman okula göndermemeli?
· Ateş: 38 ve üzeri ateş durumu. Henüz enfeksiyonun diğer belirtileri başlamamış olabilir. Evde gözlemlenmeli.
· Boğaz ağrısı: Dinmeyen, karna vuran boğaz ağrısı, streptokok boğaz enfeksiyonu olabilir. Hızla tıbben tanınması ve tedavisinin başlatılması gerekir.
· Akıntı: Burun ve gözün akmaya başladığı nezlenin ilk dönemi üst solunum yolu enfeksiyonlarının en bulaşıcı olduğu dönemdir.
· Gözlerde kızarıklık veya sarı yeşil akıntı: Gözde enfeksiyon başlıyor demektir. Son derece bulaşıcı olabilir.
· Döküntü: Özellikle ellerde, ayaklarda, vücudun kapalı bölgelerinde oluşan döküntüler. Bir uzman tarafından görülmelidir. Ateş sırasında yüzde şaplak tarzında döküntü “5. Hastalık” olabilir.
· Ağız içinde ve kenarında aftlar: Ateşli aft hastalığı çok bulaşıcı, ateşli ve ağrılı bir durumdur. Çocuk doktoru görmelidir.
· Karın ağrısı, kusma, ishal
· Ses kısıklığı ve havlar tarzda öksürük
· Nefes almada zorluk ve solunum darlığı
· Göz içinde ve ciltte sararma: Bulaşıcı sarılık hastalığı olabilir
· Baş ağrısı, şuurda bulanma, aşırı huzursuzluk: Menenjit belirtileri olabilir
· Cilt veya düşme sonrası iltihaplı yaralar
· Bitlenme
Mola iyi gelir
Art arda gelen enfeksiyonlarla dönem dönem çocuğunuz yorgun düşebilir. Enfeksiyon sırasında yuva çocuğunuzu istemeyebilir ve haklıdır. Yuvaların hasta çocukları almamaları diğerlerini koruma amaçlıdır. Bu nedenle özellikle yuvanın ilk senesi için bir B planı yapılmalıdır. B planı şudur: Eğer çalışıyorsanız çocuğunuza bakabilecek bir yakınınız veya yardımcınız yedek kadroda bekletilmelidir. Yedek kadro sayesinde 1-2 günlük yuva molası alan çocuğunuz hastalığını daha hızlı atlatacak ve yuva arkadaşlarına bulaştırmayacaktır. Aslında bu molalar sayesinde yuvaya daha iyi devam edecektir. Çünkü hastalığını kolay atlatacaktır.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..