Çocuk ve Güneş Denklemi
Çocukları güneşten yararlanmaları için nasıl giydirilmeliyiz? Güneşten korumak için nelere dikkat etmeliyiz? D vitamini aldıracağım diye en çok hangi hataları yapıyoruz? D vitamini neden önemli? Eksikliği hangi hastalıklara yol açar? Güneş banyosu ne zaman risk oluşturur? Güneş koruyucularını kullanmalı mıyız? Güneşe çıkarmadan önce nasıl beslemeli, güneş çarpmasında nasıl davranılmalıyız? Sorularımızın cevaplarını Hastane Derindere Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Akdeniz’den aldık.
Güneş ışınlarının %70`i bulutlardan, %30’u da seyrek dokumalı kıyafetlerden cilde geçebilir. Bu nedenle bulutlu havalarda da güneşten korunmaya ve koruyucu kıyafetler giydirmeye dikkat edin.
Güneş yanıkları için tehlikeli saatler olan 10.00 ile 15.00 arası için 15 koruma faktörü yeterlidir.
Çocuğunuza mutlaka UV korumalı güneş gözlüğü kullandırın.
Güneş, En Büyük D Vitamini Kaynağı
Güneşlenme süresinin uzun olduğu bir ülkede yaşıyor olmamıza rağmen D vitamini eksikliği problemiyle sık sık karşılaşılmakta ve bebeklerin en hızlı gelişim dönemi olan 0-1 yaş döneminde D vitamini takviyesi kullanılması gerekmektedir. Anne sütü dahil hiçbir besin D vitamini eksikliğini gidermek için yeterli değildir. Güneş, en büyük D vitamini kaynağıdır.
Günün En Az 1-2 Saati Dışarıda Geçirilmeli
Çocuklar ciltleri yoluyla D vitamini sentezi sağlarlar. Bu nedenle çocukların doğumdan itibaren günün belirli saatlerinde dışarıya çıkarılmaları; günün en az 1-2 saatini dışarıda geçirmeleri, günlük D vitamini ihtiyaçlarını karşılar.
En Az Yarım Saat Önce Koruyucu Kremler Kullanılmalı
Özellikle küçük çocuklar bahar ve yaz aylarında dışarıya çıkarılmadan en az yarım saat önce koruyucu kremler kullanılmalıdır. Sanıldığının aksine çocuğunuzu güneşten faydalanmak için cam önünde tutmanız D vitamini almasını sağlamaz. Camlar güneş ışınlarındaki D vitamini yapan ışınları tutar.
Ultraviyole Işınları (UV), UV-A ve UV-B Olarak İki Gruba Ayrılır
Özellikle yaz aylarında gereğinden fazla güneşin ultraviyole ışınlarına maruz kalındığında zararlı etkiler ortaya çıkabilir. Güneş ışığının içindeki ultraviyole ışınları (UV), UV-A ve UV-B olarak iki gruba ayrılır. Mevsim ve hava koşullarından etkilenmeden yıl boyunca aynı şekilde gelmeye devam eden UV-A ışınları; derinin derin tabakalarını etkileyerek, deri kanseri riskini de artırır. UV-B ışınları ise derinin üst tabakasını etkileyip, özellikle yaz aylarında daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkan güneş yanıklarına neden olur. Bir insan tüm yaşamı boyunca aldığı UV ışınlarının yarısından fazlasını çocukluk çağında alır.
Çocuğunuzla Güneşin Keyfini Çıkarın
-
İlk bir yaş döneminde çocukların cildi daha ince olduğu için daha hassastır. Bu nedenle 6 aylıktan küçük çocukları direkt güneşe çıkarmayın; gölgede tutun. Güneşe çıkarmanız gerekiyorsa, mutlaka koruyucu krem, kenarlıklı şapka ve koruyucu kıyafetler kullanın.
-
Çocuğunuzu, güneş ışınlarının en yoğun geldiği 10.00 ile 15.00 saatleri arasında güneşe çıkarmayın. 3 yaşın altındaki çocuklar hiçbir zaman güneşin altında çırılçıplak bırakılmamalı; yalnızca mineral filtre içeren, parfüm, deodorant ve paraben gibi koruyucu maddeler olmayan kremler kullanılmalıdır.
-
Güneş ışınlarının %70`i bulutlardan, %30’u da seyrek dokumalı kıyafetlerden cilde geçebilir. Bu nedenle bulutlu havalarda da güneşten korunmaya ve koruyucu kıyafetler giydirmeye dikkat edin.
-
Çocuğunuzu günde 30 dakikadan fazla dışarıda tutacaksanız mutlaka güneşten koruyucu 40-60 faktör koruma özelliği olan ürünler kullanın ve bu ürünleri güneşe çıkmadan 30 dakika önce sürün. Kuru bir ortamda kalacaksa 2-3 saatte bir; denize ya da havuza girecekse yarım saatte bir tekrarlayın. Burun, yanaklar, kulaklar ve omuzlar özellikle korunmalıdır.
-
Piyasada pek çok güneşten koruyucu ürün vardır. Özellikle hem UV-A, hem UV-B`ye karşı koruyucu bir ürün tercih edilmelidir. Güneş yanıkları için tehlikeli saatler olan 10.00 ile 15.00 arası için 15 koruma faktörü yeterlidir. Fakat açık tenli çocuklar için 30 koruma faktörü gereklidir. Tüm çocuklar için 15 ve üzeri koruma faktörlü ürünler kullanmak en doğru seçenek olacaktır.
-
Ergenlik döneminde olan ve bronzlaşmak isteyen bir çocuğunuz varsa direkt güneşlenmek yerine yavaş yavaş mutlaka koruyucu losyon kullanarak güneşe çıkmasını sağlayın. İlk gün güneşte 15-20 dakika kalmalı, daha sonra bu süre günde 5 dakika artırılmalıdır.
-
Çocuklar 6 ayın üzerinde denize, 1 yaşın üzerinde denize ve havuza girebilirler. Denizde/havuzda kalma süresi 20 dakikayı geçmemelidir. Çocuğunuzu denize/havuza sokarken suyun berrak ve temiz olmasına dikkat edin. Yavaş yavaş alıştırarak denize/havuza sokun. Suya girmek istemiyorsa asla zorlamayın.
-
Çocuğunuzda aşırı sıvı kaybı olmaması için bol su, sulu gıdalar, süt, yoğurt, ayran ve taze sıkılmış meyve suları verin. Aşırı yağlı, tuzlu ve baharatlı yiyecekler yedirmeyin.
-
Güneşten çocuğunuzun sadece cildini değil; gözlerini de korumanız gerekir. Uzun yıllar boyunca güneşe maruz kalan çocuklarda katarakt görülme riski artar. Bu nedenle çocuğunuza mutlaka UV korumalı güneş gözlüğü kullandırın.
Güneş Yanığı
Uzun süre güneşe maruz kalındığında ciltte önce kızarıklık, daha sonrada da içi su dolu baloncuklar görülebilir. Kızarıklık, ağrı, şişme güneşten 2-4 saat sonra başlar, 24 saatte maksimuma ulaşır. Ağrı ve sıcaklık hissi 48 saat sürer. Ağrı kesici ve ateş düşürücü ile birlikte nemlendirici kremler faydalı olabilir. Çok kalın, yağlı merhemler kullanılmamalıdır. Bu çocuğu daha sıcak tutar ve terlemeyi önler. Soğuk banyo yaptırmak veya günde bir kaç kez yanık yerine soğuk su ile ıslatılmış giysiler koymak ağrıyı azaltır, duş çok ağrı verici olabilir. Yanıklar olduğunda çocuğunuza daha çok su içirmelisiniz, bu sıvı kaybını ve hastalık hissini önler. Bir hafta içinde soyulmalar başlar, Eğer çocuğunuzun derisi su toplar ve patlarsa, bir sağlık kuruluşunda pansuman ve gerekli tedavi yardımı alınmalıdır. Güneş yanıklarında yapılan sık yanlışlıklardan biri yanık yerine diş macunu, yoğurt veya yoğun merhemler sürmektir. Bunların hem faydası yoktur, hem de temizlenmesi zordur.
Güneş Çarpması
Güneşte aşırı kalınması vücut ısısı olması gereken değerlerden (37-38) 40-41°C’ye kadar çıkabilir. Vücuttaki ciddi su kaybı beraberinde halsizlik, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı, kusma, nabızda hızlanma, ciltte kuruma, algılama ve görme bozukluğuna neden olabilir. Böyle bir durumda çocuğa bol su ve sulu gıdalar verilmeli; serin bir ortamda tutulmalıdır. Ateş varsa parasetamol içerikli bir ateş düşürücü verilerek, ılık bir duş aldırmalı; ancak belirtilerde herhangi bir düzelme yoksa hemen hekime başvurulmalıdır.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..