1 Yaş Çocuğu Dürtü Merkezcidir
Bebek “dürtü” merkezcidir!
Bebeğin davranışlarının dürtüleri ile yöneleceğini belirten Uzman Psikolojik Danışman Nur Ağdelen; “Yaşamın ilk altı ayından sonra bebekte “ben” ve “öteki” sınırlarına, yani anneden ayrı bir birey olduğuna, başkalarının varlığına, dış dünyaya ilişkin farkındalık oluşmaya başlar. Dış dünya onun için o kadar karmaşık ve sadece yetişkinler tarafından yönetilmektedir ki buradaki herhangi bir şeyin kontrolünü sağlayabildiğinde dünya onun için daha güvenli bir yer haline gelecektir. Bu nedenle her şeyin istediği gibi olması konusunda ısrarcıdır” diyor.
Anne, bebeğinin ihtiyaçlarını doyurmak için bebekle senkronize hareket eder, bebekle “bir” olur.
Anne karnında yaşamının en huzurlu ve mutlu dönemini geçirmekte olan bebek, karanlık bir tünelden geçerek dünyaya gelir. Burada gördüğü, dokunduğu, duyduğu her şey ona yabancıdır. Bu dönemlerde bebeğin davranışları dürtüleriyle yönlenir. Dürtüleri, bebeğin dış dünyayla bağlantı kurmasını sağlar. Bebek acıktığında huzursuzlaşır, ağlar ve doyurulmayı ister. Henüz dürtüyü erteleme konusunda bir kontrol kazanmamıştır. İhtiyaç hissettiği şeyin anında doyurulması şarttır. Bu şekilde bakıldığında, bebek “dürtü” merkezcidir. Bebeklik döneminde bir çocuğun bu şekilde hareket etmesi, onun gelişiminin doğal bir sürecidir.
Yeni doğan bir bebek için “başkası”, “öteki” yoktur!
Daha büyük bir yaştaki çocuğun ihtiyaçlarını, arzularını erteleyebilmesi beklenirken; 1-2 yaşlarındaki bebeğin bunu yapabilmesi, yaptığı davranışlardan başkalarının nasıl etkileneceğini düşünmesi, başkalarının duygularını anlaması ve buna göre davranması imkanlı değildir, çünkü yeni doğan bir bebek için “başkası”, “öteki” yoktur.
Bebek dış dünyaya ulaşmaya çalışır!
İhtiyaçlarının, iç dünyasında yarattığı basınçla başa çıkabilmek için bebek dış dünyaya ulaşmaya çalışır; ağlar. Bu şekilde ona bakım verenleri ihtiyaçları hakkında uyarmış olur. Anne, bebeğinin ihtiyaçlarını doyurmak için bebekle senkronize hareket eder, bebekle “bir” olur. Yeni doğan bebek anneden ayrı bir birey olduğunun henüz farkında değildir. Bir süre kendini annenin bir uzantısı, bir organı gibi algılar. Yaşamın ilk yıllarında bakıma muhtaç, çaresiz bebeğin hayatta kalabilmesi ve dış dünyayla ilişki kurabilmesi, ancak anne-bebek ilişkisinin bu denli yakın olmasıyla mümkündür.
Her şeyin istediği gibi olması konusunda ısrarcıdır!
Yaşamın ilk altı ayından sonra ise bebekte “ben” ve “öteki” sınırlarına, yani anneden ayrı bir birey olduğuna, başkalarının varlığına, dış dünyaya ilişkin farkındalık oluşmaya başlar. Dış dünya onun için o kadar karmaşık ve sadece yetişkinler tarafından yönetilmektedir ki buradaki herhangi bir şeyin kontrolünü sağlayabildiğinde dünya onun için daha güvenli bir yer haline gelecektir. Bu nedenle her şeyin istediği gibi olması konusunda ısrarcıdır. Anne babasının uyardığı konularda dahi istediğini yapma eğiliminde olabilir.
1 yaş çocuğu
Yaşamın ilk yılında yürümeye, annesinden bağımsız hareket edebilmeye başlayan çocuk dış dünyayı keşfe başlar. Kendi bildiğini yapmak, bağımsız olmak ister. Buna yönelik girişimleri, bu yaş döneminin doğal bir sürecidir. Çocuk gördüğü her şeyi tatmak isteyebilir. Ebeveyn ise neyi yapıp yapamayacağıyla ilgili sınırlar belirler, çocuğun çevresini buna göre düzenler. Tabii ki 1 yaş çocuğu bu sınırlara direnecek, istediğini yapmakta ısrar edecektir. Çünkü bu yaş çocuğu dürtüleriyle hareket eder. İstediğini ısrarla yapmaya çalışırken yapmak istediği şey zarar vermek değil; arzularına ulaşmaktır. Ayrıca, gerçekten neyi yapıp neyi yapamayacağını, neyi yapmasına izin olduğunu test eder. Üç yaşlarına gelmiş olan çocuk, önceki yaşlarına göre daha kontrollü ve çevreye uyumlu hareket edecektir.
Yaşamın ilk yıllarında nelere dikkat etmek gerekir?
- Bebeklerin güven duygusu geliştirmesi için bakım veren yetişkinin aynı kişi olması önemlidir.
- Yaşamın ilk yılında bebeğin ihtiyaçlarının zamanında karşılanması oldukça önemlidir. Bu nedenle bakım veren kişinin, bebeğin ihtiyaçlarına yönelik verdiği sinyalleri takip etmesi gerekir.
- Bebeklik döneminde annenin bebeği beslerken, onunla konuşurken, onunla göz teması kurması ve sürdürmesi önemlidir.
- 1 yaş çocuğu gördüğü her şeyi ağzına götürebilir. Sürekli ¨Hayır, ı ıh¨ dememek için, bu dönemde çocuğunuzun ağzına almasına izin vermediğiniz şeyleri ortadan kaldırmanız yararlıdır. Yani çocuğu çevreye göre değil; çevreyi çocuğa göre düzenleyin. Böylece hem çocuğunuz daha özgür hareket eder hem de siz çocuğunuzun her an olumsuz bir deneyim yaşayabileceği kaygısından kurtulursunuz.
- İlerleyen yıllarda çocuk bağımsızlaştığında, çocuğun neyi yapmaya izni olup olmadığı konusunda yasaklar ve kurallar net olmalı ve onunla paylaşılmalıdır. Örneğin, çocuk bir an önce dondurma yemek isterken, anne-baba ¨Önce yemek, sonra dondurma¨ dediğinde ve bunu uyguladığında, çocuk isteklerini erteleyebilmeyi öğrenir.
- Çocuğun anlayabileceği zamanlarda, neyi neden yapmaması gerektiği ona açıklanmalıdır.
- 3 yaş sonrasında çocuklar başka çocuklarla oynamaya başlar. Akranlarıyla paylaşacağı oyun ortamı, çocuğun başkalarının varlığında var olabilmesi ve başkalarının haklarını gasp etmeden yaşamayı öğrenebilmesi için önemli bir deneyimdir.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..