Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
12 Adımda Okul
12 Adımda Okul
Tik Deyip Geçmeyin, Çok da Üstüne Düşmeyin
Tik Deyip Geçmeyin, Çok da Üstüne Düşmeyin

Dengeyi Nasıl Kurmalı?

Dengeyi Nasıl Kurmalı?

Evin içerisinde hem eşiniz hem de siz çocuklarınıza aynı şekilde davranıyor, aynı öğretileri öğretiyorsunuz ama biri diğerinden fiziksel özellikleri gibi davranışsal özellikleri açısından da farklı oluyor. Bu durumda da “İkisini de ben büyüttüm. Bu kadar zıt karakterde nasıl olurlar?” düşüncesi içerisine girmek kaçınılmaz oluyor. İşte biz de konuyu merak ettik ve Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Yrd. Doç. Dr. Arzu Önal Sönmez’e sorduk; neden farklılar?

Anlaşamadıklarında ya da kavga ettiklerinde haklı ve haksızı saptamaya çalışmak her iki çocuk için de yıkıcıdır.

Pasif konumdaki çocuğun ezilen taraf olduğunu düşünen ebeveyn, sıklıkla o çocuğunun güçlenmesi için onun yerine hakkını arama davranışı gösterir. Bu davranış iki kardeş için de olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Bütün Suçu Ebeveynlere Yükleyemeyiz

Tek başına büyüyen çocuğa kardeş gelmesi onu etkilediği kadar aileyi de etkilemekte ve tutum belirlemek için düşünmeye itmektedir. Bazı aileler bu konuya oldukça özen gösterirken bazıları ise çocukları ile empati yapmak veya destek olma konusunda duyarsız kalabilmekte. Çocuklar büyürken aile tutumunun önemi yadsınamazken çocukların mizaç özellikleri, arkadaş ve okul çevreleri de kişilik gelişimlerinde önemli yer tutuyor. Yalnız büyüyen ilk çocuk, ailesinin ondan beklentileri ve ona karşı acemilikleri ile karşı karşıyadır. İkinci çocukta beklentiler, davranış şekilleri değişebilirken çocuğun doğuştan getirdiği genetik özelliklerin etkileri de akılda tutulmalıdır. Aile açısından değerlendirdiğimizde; o zamandaki maddi-manevi koşulları, hayata bakış açıları, yaşadıkları deneyimleri çocuklarına karşı olan davranışlarına yansımaktadır. Çocuklar ise benzer tutumlardan farklı şekillerde etkilenebilmektedirler. Örneğin, yanlış bir davranış gösterdiğinde bunun doğru olmadığını anlatan ailesine olumlu tutum gösteren ve olaydan ders alan mizaca sahip bir çocuk ile eleştirildiğini düşünen ve bunun sonucu düşmansı tutum sergileyen çocuğun tutumu birbirine ne kadar zıttır. Özetle, bütün suçu ebeveynlere yükleyemeyiz.

Ebeveynlerin En Sık Yaptığı 5 Hata!

  1. Küçük olanı korumak: Fiziksel olarak daha güçsüz olduğu düşünülerek küçük kardeşin önünde siper alınması. Oysa biliriz ki bu ufaklıklar bunun farkındadır ve çoğu zaman bu durumu  kullanırlar.

  2. Büyük olana aşırı sorumluluk yüklemek: Kendi de halen ilgi ve bakım bekleyen çocuğun ebeveyn gibi kardeşini korumak zorunda bırakılması ilk başlarda tıpkı bir büyük gibi ya da öğretmen gibi hissettirip hoşuna gitse de bir süre sonra bu ağır sorumluluk duygusu öfkeye dönüşebilir. Kardeşini korumaya harcayacağı zamanın kendi oyun ve eğlence süresinden çaldığını düşündükçe öfkesi artar ve kardeşine zarar verme isteği ile sonuçlanabilir.

  3. Haklı-haksız karar vermek: Anlaşamadıklarında ya da kavga ettiklerinde haklı ve haksızı saptamaya çalışmak her iki çocuk için de yıkıcıdır. Haklı olduğuna karar verilen çocuk her kardeş anlaşmazlığında çözüm yerine kolayca büyüklerinden destek talebinde bulunabilir. Bu da onu pasif konuma iter. Haksız olduğu sonucuna varılan kardeş ise gerçekten haksız olsa dahi büyük haksızlığa uğradığını ve “onu” daha çok sevdiklerini düşünür. Bunun sonucu olarak içe kapanık kişilik yapısı gelişebileceği gibi tam tersi öfke ve şiddetle cevap verme de bir savunma mekanizması olarak gelişebilmektedir.

  4. Pasif olana destek olmak: Pasif konumdaki çocuğun ezilen taraf olduğunu düşünen ebeveyn sıklıkla o çocuğunun güçlenmesi için onun yerine hakkını arama davranışı gösterir. Bu davranış iki kardeş için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. Ezilen kardeş kendini bu konuma yerleştirerek çaresizlik duygusunu pekiştirebilir, diğer kardeş ise anlaşılmadığını düşünerek ailesinden uzaklaşabilir veya kendini her zaman savunmada tutması gerektiği fikrine kapılabilir.

  5. Yiyecek veya terk etme ile ilgili cezalar: Besleme, bebek ile anne arasındaki ilk iletişim yoludur ve oldukça hassastır. Anne, ilk doğduğu andan itibaren bebeğini koşulsuz besler. Bu koşulsuz durum daha sonra koşullu hale dönüşürse çocuğun o zamana kadar oluşturduğu tüm güven mekanizmaları hasar görür. Terk etmek ile ilgili cezalar örneğin “alıp başımı uzaklara giderim”, “başkalarının annesi olurum”, “bıktım sizden ölsem de kurtulsam” gibi çok sık kullanılan bu cümleler çocuklarda terk edilme kaygısı uyandırmaktadır. Bu ebeveyn tutumu ileriki yaşlarda arkadaşlarını, sevgilisini, eşini kaybetme korkusuna dönüşebilir, hatta onları kaybetmemek için kendinden aşırı ödün verme biçimine dönüşebilir. Terk etme tehditi “Asla” yapılmaması gereken bir davranıştır ve daha birçok psikolojik sorunlara neden olmaktadır.

Kardeş Zorbalığını Fark Etmek İçin 3 Uyarıcı Davranış

  1. Normal bir tartışma aşağılama veya hakaret etmeye dönüşüyorsa: Mutlaka duruma dahil olmalısınız.

  2. Kardeşini itme ve vurma davranışı gösteriyorsa: Agresif davranışların ailelerinde hoş görülmeyeceği belirtilmelidir. Gerekli disiplin önlemleri alınmalıdır.

  3. Lakap takma: Kardeşini üzecek ya da aşağılama içeren lakaplar takması. Hızlı bir şekilde müdahale edilmelidir.

Doğru Ebeveyn Tutumu Ne Olmalı?

  • İyi ebeveyn olmak için en iyi yol; çocuğun ihtiyaçlarını önceden anlayabilmek ve ona yol gösterebilmektir.

  • İhtiyaçlarını anlamaya çalışmak yerine “Ben çocuğumu tanırım, kesin şuna ihtiyacı var.” gibi ön yargılı tutumlar çocukların anlaşılmama hissini kuvvetlendirir ve zamanla anlaşılmama duygusu ebeveynlerinden uzaklaşmaya neden olabilir.

  • “Çocuğum için en doğrusunu ben bilirim.” yaklaşımı, cevabı da biliyorum anlamını taşır ve ona yol göstererek doğru cevapları kendinin bulmasına destek olmak yerine kolayca cevaba yönlendirir. Bu tutum çocuğun ileride bir sorunla karşılaştığında çözüm üretememe, çoğu zaman başkalarından yardım bekleme davranışı şeklinde sonuçlanabilir. Bunun yerine doğru davranış, başa çıkma şekilleri geliştirmesine yardımcı olmaktır. Kendine yapılan davranışın yanlış olduğunu kavraması ve buna karşı bir davranış cevabı oluşturması yönünde desteklenmelidir.

  • Baskın olan kardeşe yaptığı davranışın farkına varması konusunda destek olunmalıdır. Kızgınlık ve kıskanma gibi duyguların insani duygular olduğu fakat zarar verici duruma geldiğinde nasıl başa çıkılabileceği yaşına uygun bir dil ile anlatılmalıdır. Bunun yerine sürekli ceza almak öfkesini arttırmaktan başka bir sonuç doğurmayacaktır.

  • Olumsuz duygularının anlaşıldığını fark eden çocuk, davranışlarını değiştirmek için çaba harcamaya hazırdır. Bundan sonra yapılacak olan ona yol göstermektir. Empati yeteneğini arttırmak, problem çözme yetilerini geliştirmesine yardımcı olmak ileride gelişebilecek başka olumsuz davranışların da önüne geçecektir.

  • Sonuç olarak ebeveynler, kardeşlerden birinin zorbalık yapan diğerinin de kurban durumuna düşmesine izin vermeden her ikisinin de bu durumda olmak ile ilgili sorumluluk almasını sağlamalıdır.

  • Adalet duygusu her iki kardeşin de kendini güvende hissetmesine, ebeveynlerine karşı olan güven duygusunun artmasına ve dolayısıyla özgüveninin artmasına yardımcı olmaktadır.

  • Çocuklar önce anne-babalarına güvenmek isterler, daha sonra bu duygu kendilerine güvenmelerine dönüşür. Aile tutumu her davranışı düzeltmemekle birlikte daha kontrol altına alınabilir hale gelmesine yardımcı olur. Çocukluk döneminde kazanılan davranış değiştirme yetileri erişkin dönemde de gelişmeye devam eder. Gelişerek artan başa çıkma yetileri, erişkinlik döneminde depresyon ve kaygı bozukluğu gibi hastalıkların gelişiminde koruyucudur.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..