Ergenlik Döneminde Çocuğunuzda Yeme Bozukluğu Olabileceğini Gösteren Belirtiler
Araştırmalar her 100 ergenden birinde yeme bozukluğu olduğunu gösteriyor. Özellikle kız çocuklarında yeme bozukluğu sorunu daha fazla. Bunun başlıca nedeni ise gerek toplumda, gerekse medya ve sosyal medya platformlarında yapılan yanlış güzellik ölçütleri algısı. Toplumun ve reklam-medya-magazin dünyasının idealleştirdiği ölçüler ve formlar ergenlik döneminde çocuklar üzerinde ciddi baskı oluşturabiliyor. Ergenlik çağında çocuğunuzu gözlemlemeniz ve yaşadığı değişimleri fark etmeniz gerektiğini belirten Acıbadem Altunizade Hastanesi Çocuk ve Adolesan Sağlığı Polikliniği ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Müjgan Alikaşifoğlu, ergenlerde görülme sıklığı giderek artan yeme bozukluğunun habercisi olabilecek belirtiler hakkında şu bilgileri veriyor.
Genç kızlarda yeme bozukluğu daha fazla!
Anoreksiya nevroza, bulimia nevroza ve tıkanırcasına yeme bozukluğu… Günümüzde en yaygın görülen 3 yeme bozukluğunun ergenler arasında yaygınlığı giderek artış gösteriyor. Yapılan araştırmalara göre; her 100 ergenden 1’inde yeme bozukluğu gelişiyor. Özellikle de genç kızları tehdit ediyor bu hastalıklar. Bunun nedeni ise kız çocuklarının daha küçük yaşlardan başlayarak toplumun idealleştirdiği beden ölçülerine oyuncak bebekleri aracılığıyla maruz kalmaları. Ayrıca “Ne kadar zayıfsan o kadar güzelsin” şeklinde medyada ve sosyal ortamda yaşadıkları baskılar da beden algılarında bozulmaya ve yeme bozukluğuna neden olabiliyor.
Tedavide geç kalındığında karaciğerde yağlanmadan böbrek yetersizliğine, hipotansiyondan osteoporoza, adetlerin kesilmesinden kalpte ritim bozukluklarına kadar birçok ciddi sağlık problemlerine yol açabilen, hatta yaşamı tehdit edebilen yeme bozukluğu hangi belirtiler ile ortaya çıkıyor? Ebeveynlerin asla atlamamaları gereken sinyaller neler?
Yeme bozukluğunun 15 belirtisi
- Yemekleri çok küçük porsiyonlar halinde tüketiyorsa veya öğün atlıyorsa
- Aile sofrasında yemekten kaçınıyorsa
- Yediği besinlerin çeşitliliği azaldıysa
- Takıntılı bir şekilde kalori sayıyorsa
- Aşırı egzersiz yapıyorsa
- Yemekleri odasında biriktiriyor ve saklıyorsa
- Gizli gizli yemek yiyorsa, yemek yerken görülmek istemiyorsa
- Her yemek sonrası banyoda çok uzun süre zaman geçiriyorsa (yediklerini çıkarmak için kusuyor olabilir)
- Kilosunda kısa sürede büyük bir değişim olduysa
- Arkadaşlarından ve sosyal ortamlardan kaçıyorsa
- Genellikle mutsuz, kaygılı ve sinirliyse
- Ayna karşısında uzun zaman geçirip, sürekli bedeni hakkında olumsuz duygu ve düşünceler belirtiyorsa; yani kendini, bedenini gerçekçi olmayan bir şekilde kusurlu buluyorsa
- Kilo kaybını bol kıyafetler giyerek saklamaya çalışıyorsa
- Aşırı kilo kaybettiyse ve bundan hiç rahatsız değilse, kilo almaya dair yoğun korku yaşıyorsa
Fiziksel sorunlar da yeme bozukluğuna işaret edebiliyor. Dolayısıyla karın ağrısı, dışkılama alışkanlığında değişme ve kabızlık sorunu varsa, adetleri kesildiyse, sürekli üşüyorsa, parmaklarının üzerinde kesikler ve yaralar varsa (kendini kusturmaya çalışıyorsa, dişleri parmaklarını kesiyor olabilir) zaman kaybetmeyin.
Tedavide aile desteği çok önemli!
Yeme bozukluklarının ergen sağlığı alanında uzmanlaşmış bir çocuk hekimi, ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı psikolog ile diyetisyenden oluşan uzman bir ekip tarafından yönetilmesi tedavinin başarısında büyük önem taşıyor. Tedavinin ilk hedefi; aşırı kilo kaybı, kusma ya da tıkınma nedeniyle gelişen yaşamsal bir riskin olup olmadığını saptamak ve bunu ortadan kaldırmak. Ardından ergenin sağlıklı beslenme konusunda motivasyonunu artırarak yeterli kaloriyi alması hedefleniyor. Tedavi sürecinde psikiyatrik değerlendirme ve psikoterapi de çok önem taşıyor. Hastalığa duygu durum bozukluğu ya da başka bir psikiyatrik tablonun eşlik edip etmediği değerlendiriliyor.
Yeme bozukluğunun tedavisinde ebeveyn desteği çok önemli: Bu süreçte çocuğunuzun zor bir dönemden geçtiğini kabul etmelisiniz. Dolayısıyla size karşı öfkeli ya da suçlayıcı olsa da, gerçekte desteğinize ne kadar çok ihtiyacı olduğunu unutmayın. Sabırlı olun ve suçlayıcı ya da yargılayıcı tavırlardan mutlaka kaçının. Görüntüsü hakkında olumlu da olsa yorum yapmayın. Unutmayın ki en büyük kaygısı kilo almak, dolayısıyla ısrarla yemek yedirerek kilo aldırmaya çalışmayın. Hastalığı hakkında konuşun, her zaman yanında olacağınızı belirtin ve tedaviye düzenli gidebilmesi için ona destek olun.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..