Bebeğin Kordon Kanındaki Mucize Hayat Kurtarıyor
İster ailenizin sağlığı için saklayın, ister bağışlayıp başkalarına umut olun
Anne ile bebeği arasında bağ olan göbek kordonu ve içerisinde bulunan kan, vücuttaki en saf ve zengin kök hücre kaynakları. Doğum sonrasında kolayca toplanıp uzun yıllar saklanabilen kordon kanı ve kordon dokusu, hem bebeğin hem de ailelerin gelecekteki sağlığına potansiyel bir destek. Türkiye'nin ilk ve tek hibrit hücre ve doku merkezi Stembio Genel Medikal Direktörü Prof. Dr. Utku Ateş, “Doğum sonrasında kolaylıkla toplanıp saklamaya alınan kordon kanı ve kordon dokusundaki kök hücreler, lösemi, lenfoma, talasemi gibi kan hastalıkları ve kanser türleri başta olmak üzere pek çok hastalığa yönelik tedavi imkanı sağlayabilir” diyerek, yeni tedavi olasılıkları hakkında bilgiler paylaştı.
Kök hücre uygulamaları, 1950’lilerde başlayan klinik araştırma ve uygulamalarla birlikte, birçok hastalığın tedavisine yönelik tıp ve biyoteknoloji dünyasında yeni bir dönem açtı. Annenin plasentasıyla bebeği birbirine bağlayan kordon dokusundaki kan, vücuttaki en saf ve zengin kök hücre kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor.
Kordon kanı, 1988 yılında Fransa’da bir kan hastalığına yönelik uygulanan ilk başarılı nakilden bu yana dünyada 40 binden fazla vakada başarı ile uygulandı. Kordon kanı, ABD’de HIV virüsünden kurtulan 3’üncü kişi olarak dünya tıp literatüre giren kadın hastanın iyileşmesindeki rolüyle de yakın zamanda dikkatleri tekrar üzerine çekti.
Çok değerli bir kaynak
Doğum sonrasında kesilen göbek kordonu ve içerisinde bulunan kanın çöp olarak atılmayıp saklanmasının veya bağışlanmasının sağlık açısından değeri ve önemine dair farkındalık yaratmak için her yıl 15 Kasım tarihi Dünya Kordon Kanı Günü olarak kutlanıyor. Kordon kanı ve kordon dokusu bankacılığında öncü hizmet yürüten Türkiye'nin ilk ve tek hibrit hücre ve doku merkezi Stembio’nun Genel Medikal Direktörü Histoloji ve Embriyoloji Uzmanı Prof. Dr. Utku Ateş, sadece doğum esnasında toplanabilen kordon kanının ve dokudan elde edilen mezenkimal kök hücrelerin saklatılmasının sağladığı avantajları şöyle aktardı:
“Kök hücreler, çoğalarak vücutta farklı hücre tiplerine dönüşebilme, kendilerini yenileyebilme ve dokularda oluşan hasarı onarabilme potansiyeline sahiptir. Günümüzde farklı kaynaklardan elde edilebilen kök hücreler arasında en değerli hücrelerden sayılan kordon kanındaki kan yapıcı (hematopoetik) kök hücreler ve kordon dokusundaki mezenkimal kök hücrelerin yapılan bilimsel çalışmalarla diğer hücre tiplerine oranla pek çok üstün özelliğe sahip olduğu gösterilmiştir. Kordon kanı bankacılığı sistemi bu hücrelerin özel koşullarla toplanması ve ihtiyaç halinde hızlıca kullanılabilmesi için bir dizi kalite güvenlik testi eşliğinde özel koşullarda işlenmesinin ardından yüksek güvenlik seviyeli ortamlarda saklanmasını ifade etmektedir.”
80’den fazla hastalığa tedavi imkanı
Kordon kanı ve kordon dokusundan elde edilen kök hücrelerin 80’den fazla hastalıkta umut olabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ateş, “Kordon kanı, kan hücrelerini oluşturan hematopoietik kök (kan yapıcı) hücrelerden bol miktarda içerir. Bu hücreler, lenfoma, talasemi (Akdeniz anemisi), lösemi gibi kan kanseri ve kalıtsal kan hastalıklarında, kemik iliği nakline ihtiyaç olması durumunda tedavi amaçlı kullanılabiliyor. Kordon dokusundaki onarıcı mezenkimal kök hücreler ise özellikle son zamanlarda tıpta aklınıza gelebilecek her hastalık için klinik araştırmalarda denenmekte olup başta otoimmün hastalıklar, metabolik bozukluklar, ortopedik ve romatolojik problemlerde ayrıca organ ve doku yenilenmesine ihtiyaç duyulan pek çok hastalıkta etkinlik ve güvenilirliklerine yönelik pozitif sonuçlar ortaya konuluyor. Aynı zamanda eklem hasarı, yara ve yanıklar, sarı benek hastalığı ile bağışıklık sistemini düzenleyici etkisinden dolayı hücre/organ nakli sonrası görülebilen doku reddi tedavilerinde de çok sayıda çalışma yürütülüyor” bilgilerini paylaştı.
Özel bankalarda yıllarca saklanabilir
Bilinçli ailelerin kordon dokusu bankacılığına dair ilgilerinin arttığını söyleyen Prof. Ateş, “Kordon kanı ve dokusundaki kök hücreler hem gelecekte bebeğinizde görülebilecek olası rahatsızlıklara karşı hem de doku uyumu gösteren başka hastalar için kullanılabilir. Ailelerin, otolog (aile içi) veya allojenik (toplumsal bağış) kullanıma yönelik saklama yapmaları mümkün. Her yıl yüzlerce hasta, bağışçı aileler sayesinde hayata tutunabilir. Kordon kanının, aile içinde kullanılma olasılığı da yüksek. Özellikle gen tedavilerindeki hızlı gelişme nedeniyle aile geçmişinde belirli kalıtsal hastalıkların varlığı durumunda bu hücrelerin gelecekte potansiyel gen tedavilerinde kullanılabilmesi de söz konusu. Araştırmalar, kordon kanının üst düzey laboratuvarlarda 25 yıla kadar saklanabildiğini ortaya koyuyor” diye konuştu.
Anne ve bebeğe hiçbir zararı yok
Kordon kanı ve dokusunun anne ve bebeğe hiçbir zarar vermeden, ağrı ve sancı olmaksızın kolaylıkla toplanabildiğini aktaran Prof. Dr. Utku Ateş, “Bebeğin doğumunun hemen ardından yaklaşık 30-60 saniye kadar bir süre plasentadan bebeğe kan akışı bekleniyor. Ardından kordon klemplenerek kesiliyor ve plasenta ile göbek kordonunun içindeki kan özel bir torbaya alınıyor. Hemen ardından da 15-20 cm uzunlukta kordon dokusu kesilerek özel doku transfer kitine yerleştiriliyor. Sterilite koşullarına tam uygunlukla 2-5 dakika gibi kısa bir sürede tamamlanan işlem sonucunda toplanan kaynaklar saklama işlemi için merkezimize teslim ediliyor” dedi.
Eksi 196 derecede özel tankta tutuluyor
Prof. Ateş doğum öncesi ve sonrasında Stembio Hücre ve Doku Merkezi’nde gerçekleştirdikleri işlemlere ilişkin ise “Doğum öncesinde annenin sağlık durumuna ilişkin viral seroloji testleri yapıyoruz. Sonuçların uygunluğu durumunda, anneye özel transfer kitini teslim ediyoruz. Doğum sonrasında ise toplanan kan ve dokular Avrupa Birliği’nin Güncel İyi Üretim Uygulamaları (Current Good Manufacturing Practices, cGMP) standartlarında faaliyet gösteren biyoteknoloji merkezimizde gerekli kalite kontrol testlerinden geçiyor. Özel işlemlerle ayrıştırılan uygun kök hücreler, eksi 196 °C’de bu amaç için hazırlanmış buhar fazındaki azot tanklarında özel koşullarda saklamaya alınıyor ve ailemize sertifikasını veriyoruz” diye konuştu.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..