Annelik Tam Zamanlı Yönetim Kurulu Başkanlığı
Anne olmak şirket yönetmek gibi.
Tam zamanlı yönetim kurulu başkanıyız hepimiz bir başka deyişle..
Malum, yeni yila girdik, bende sorumlu bir yönetim kurulu başkanı olarak yeni yil planlarımı yapmış bulunmaktayım.
- Bütçe kontrolü. Bu konuda eşimi yetkili kılıyorum zira konunun ehli kendisi. Bir yönetici her alanı mükemmel bilmek zorunda değildir ama kaynaklarını etkin kullanmayı bilmelidir. Kontrolü işini bilene verdim. Çok iyi rapor çozümlemesi yaparım, o da ayrı.
- Ortak hedefe koşmak. Her departmanın ayrı telden çalmaması gerekiyor. Şirket olarak amacımız büyümek. Tüm departmanların senkronize olması gerek. Büyük oğluma kibar olmayı öğretirken küçük oğluma da örnek olmasını söylüyorum. Sinerji işte budur.
- Motivasyon. Çocuğu ödeve motive et, yardımcımızı işe motive et. Sevgiliyi ev tamiratlarına odaklandır, küçüğe tuvalet eğitimi için çukulata ile ödüllendir.
- Departmanlar arası denge. Off en zoru işte. Bitmez ki bunların derdi. Hak vermekle beraber ben de bir insanım. Herşeyi hemen yapamam ki. Oğlum doğumgününde arkadaşlarını sinemaya götürmek istediyse önce babayı ikna etmek için üstünde çalışmam gerek. Bir bakmışım davetiyeler çoktan verilmiş.. Ohooo güzel, ben kime dedim?
- Vizyon belirleme. Bak işte bu konuda biraz kavak yelleri durumum söz konusu. Manipulasyona açık bir tarafım var.
Her yönetici gibi fazla vakit harcandığını düşündüğüm alanlar var
- Sunum hazırlama. Oğlum bitmedi mi ödevin?
- Toplantılar. Yemeğiniz bittiyse kalkın da sofrayı temizleyeyim.
- Karışık iş tanımları. Kim dedi sana Şirin Baba oyuncağını şampuanla diye?
Herşey rağmen yönetim kurulu görevimi seviyorum. Ve her yönetim kurulu başkanı gibi bazen ekibi zorluyorum. Hepimiz aynı gemideyiz ve bu bir ekip işi, ben onların gelişiminden sorumluyum. Elde edecekleri her sonuç sadece onlara ait değil, benim de imzam var.
Küçük oğlum Flaman okuluna gidiyor. Bizim bu kumru, dili bilmememizi öyle güzel kullandı ki. Oğullarım kandıramaz dedim ama velet daha 2.5 yaşında bunu başardı.
Oğlum konuşmada gecikti. Benim ve diğer oğlum gibi.. Hala birkaç kelimeden öteye geçemedi. Meğerse Flamanca birkaç kelime de kapmış, bunlardan birisi de ‘kijk’ yani ‘bak’ demek ve ‘kek’ diye telafuz ediliyor.
Uzun süre ‘kijk’ diye parmağıyla işaret ediyordu. ‘Kek’ dedikçe biz kek istediğini düşündük. Nereye baksa kek görür olmuştu. Ben de evde organik kekler pişirdim. O istemeye devam etti. Havuçlu denedim, elmalı yaptım. Her hafta kek yapıyordum, o ise kek (!) istemeye devam ediyordu
Reddetmedi ki keklerimi hiç..
Ah Gizem, sen de kandırıldın ya.. Bu eleman çömez dedik ama fena uyuttu seni
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..