Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Birisi Bu Çocukları Sustursun!

Birisi Bu Çocukları Sustursun!

 

Eskiden, anne olmadan önce, hatta ve hatta evlenmeden önce, çocuklar özel ilgi alanımdı. Annemin arkadaş toplantısı varsa ve ben ders çalışmıyorsam arkadaşları çocuklarını bana bırakırlardı. Uyutmak ve doyurmak dışında oyalama işini çok iyi yapardım. Bu, bir iki saati geçmeyen tecrübeler sadece çocuk sevgimden kaynaklanıyordu. Biliyordum herkes çocukları bu kadar sevmez ve hatta orda çocuk var gelin başka yere oturalım, çok ağlıyor başım şişti gibi serzenişler de duymuşluğum var çocuklarla ilgili. Ben de bazen şikayet ederdim, bu küçük insanlardan. Uçakta devamlı ağlayan çocukları, bebekleri anlayamazdım mesela bana göre bebeğin, çocuğun ağlamasının sebebi anneydi. Çünkü onu susturamıyordu ve sorumlusu oydu. Susturmayı bilmeliydi. Meğer bu durum bu kadar da basit değilmiş. Çocuk ancak kendisi isterse susarmış, kendisi isterse sakinleşirmiş. Anne ancak yardımcı olabiliyormuş. Hatırlıyorum da, çocuk sesleriyle ilgili isyan yaşasam da hiçbir zaman uçak, otobüs vs seyahatlerimde devamlı ağlayan çocukların annelerine bakıp da “çık çık” demedim. “Bir çocuğu susturamadı” demedim sesli bir şekilde. İçimden konuştum; itiraf ediyorum, söylendim ama içimden.

Şimdi bakıyorum, anne gözüyle, insanlar ne kadar da meraklı birbirini rahatsız etmeye, suçlamaya, yermeye, eleştirmeye. Uçak yolculuklarında bilmez insanlar, bebeklerin kulaklarının tıkandığını, yalancı meme kullanmıyorsa, annesini ememiyorsa, sakinleşmesinin zor olduğunu bilemezler. O anne, bütün uçak yolcularında, başkalarının iç seslerinin yoğunluğunu üzerinde hisseder ve ter döker. O annenin ne hissettiğini ancak ve ancak anne olan, ebeveyn olan anlayabilir. Öyle olduğu halde anlamıyorsa da, içinde sevgi kırıntısı olduğundan şüphe duyarım.

Gel gelelim, sosyal yaşamda çocuk sesi ve tahammül kapasitesine. Çocuklar ağlar. Bu böyledir. Mutsuz çocuk ağlar mutlu çocuk ağlamaz diye bir kaide yoktur. Çocuk diye bahsettiğim, 0-3 yaş arası olan küçük insan, derdini, yaşadığı stresi, korkuyu ancak ağlayarak ifade eder. Ağladığında devamlı istediği yapılan bir çocuksa, her istediğini ağlayarak dile getirir. Eğer ağlamasına mukavemet geliştirmiş bir ailenin çocuğu ise stresini ifade ederken ağlar. Sonuçta bütün çocuklar ağlar. Bu ağlamaya tahammül edemeyeni de anlarım. Sadece ağlayan çocuğun ailesini taciz eden zihniyeti anlayamam. Anlatamaz bana kimse bu durumu. Anlayışlı olmak zorundayız, sabırlı olmalıyız, tahammül göstermeliyiz. Her şey olabilir, o çocuk çok yorucu, üzücü bir süreç sebepli ağlıyor olabilir. Hasta olmuş, canı yanıyor olabilir. Bu hikayeleri daha da çoğaltıp çeşitlendirebiliriz. Önemli olan güzel, anlayışlı gözlerle bakabilmek. Çocuk sesi bana göre mutluluktur, huzurdur, masumiyettir. Çocuk dünya üzerindeki en masum varlıktır. Onun gözünden dünya daha güzel, daha yalansız daha masum. Birkaç dakika bir çocuğun oynamasına, ses çıkarmasına, koşturmasına kulak verin izleyin eğer hala bir gülümseme oluşmuyorsa yüzünüzde “başım patladı” diyorsanız, ya siz çocukluğunuzu yaşayamadınız, ya da dediğim gibi içinizde sevgi kırıntısı yok.

Sevgiyle kalın.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..