Tablet
Günlerdir evde aynı konunun tartışması sürüp duruyor.Defalarca konuyla ilgili açıklamayı yapmama rağmen kızım ikna olmak bilmedi.Önceki akşam öyle ağlıyordu ki konuyu bilmeyen biri görse vücudundan bir parçanın koptuğunu sanır…Öyle acılı,öyle gücenik.Okulda rehber öğretmenleri çocuklara verecekleri bir seminer öncesi ,kimlerin kendine ait elektronik bir eşyası olup olmadığını sormuş.”Herkesin ya telefonu ,ya tableti ,ya ipod’u mutlaka bir şeyi vardı .Bir tek benim hiçbir şeyim yoktu.” dedi gözyaşları içinde hıçkırarak.Bu , konunun geldiği son noktaydı aslında.Çünkü epey zamandır bizden tablet almamızı istiyordu ve okulda “Benim de tabletim var.” diyememesi -bizim yüzümüzden- di zaten…Epeyce zaman “Daha erken .Alacağız ama şimdi değil..” diye oyalayıp durdum onu.Her türlü elektronik eşyanın artık çocukların elinde oyuncak haline geldiği,birçok okulda artık kitapların kalkıp tabletlerle eğitime geçildiği düşünülecek olursa erken olmadığını ben de biliyordum,ama onun,bedeninin,zihninin,algılarının biraz daha bizimle kalmasıydı istediğim.Nasıl mı ?
Öncelikle sağlık açısından yani onun bedeninin göreceği zararlar açısından ele almak lazım.Teknolojik aletler her geçen gün yaşamımıza daha fazla giriyor ve hayatımızı kolaylaştırıyor.Fakat şu da bilinmeli ki ,bir şey hayatımızı çok kolaylaştırıyorsa ,sağlığımızdan da hızla götürüyor demektir.Yaşam standartımızı yükselten teknolojik aletler yaydıkları elektromanyetik enerji ile kısa ya da uzun vadede etkileri ortaya çıkabilecek bir çok riski de hayatımıza taşımakta.Teknolojiyi elbette hayatımızdan çıkarmak mümkün değil ama gereklilik derecesine göre ,olabildiğince geç hayatımıza sokarsak belki çocuklarımızı bir müddet daha koruyabiliriz düşüncesindeyim.Yeni alınacak bir tablet de çok gerekli değildi zannımca ve ona sahip olma sürecimizi geciktirdiğim ölçüde çocuğumu kısmen de olsa koruyabilirdim.
Bir diğer yanı zihnini,algılarını biraz daha bizimle tutabilmekti istediğim. Ben kalabalık bir ailede,bol bol misafirin ağırlandığı,akşamları ev ahalisinin bir arada oturduğu, tadına doyulmaz sohbetlerin edildiği ,hayatın paylaşıldığı bir evde büyüdüm. Yıllar geçti,şartlar,yaşam biçimleri değişti.Artık tüm gün hep yoğun ,hep telaşlı ve bu yüzden hep yorgun anne babaların ,akşamları konuşmaya bile halleri olmayınca, çocuklarını oyalayabilecekleri bir kurtuluş oldu teknolojik aletler.Bu yüzden zamanla aileler, aynı evin içinde,iletişimde yetersiz,birbirinden kopuk,ellerinde teknolojik oyuncaklarıyla (!) kendi dünyalarına dalmış bireylere dönüştü.Tüm bunları düşününce kızımın elinde bir tabletle,yanımızda ama aslında bizden çok uzak olması düşüncesi beni tedirgin ettiği için bu süreci biraz daha geciktirmek istedim .
Bir de şu var ki ; bir şeye kolay sahip olunduğunda o şeyin çok da kıymeti bilinmiyor.Çevremiz her istediği yapıldığı için sahip olduğu her şeye değersiz davranan,sahip oldukça da daha tatminsiz,daha mutsuz olan çocuklarla dolu.Bu yüzden eninde sonunda zaten yapmak ya da almak zorunda olduğumuz şeyi ,o dediği an değil de gerçekten ihtiyacı olduğu an almak belki de daha doğru olur diye düşündüm…
Sonuç olarak…Düşündüm…Düşündüm…Düşündüm…Erteleyebildiğim ölçüde erteledim.Anne babalarımızdan ileride ama çocuklarımızdan daha geride olduğumuz gerçeği söz konusu ve bir noktadan sonra süreç dayatıyor,kontrol bizden çıkıyor...Yani bizim için de artık zamanı geldi…
Kızımı sömestr tatilinde teyzesi tarafından yapılacak bir sürpriz bekliyor. O henüz bunu bilmiyor.Ve ben hediyeyi alırken yüzünün alacağı hali görmek için sabırsızlanıyorum…………..
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..