Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Kendi Hikâyelerimizin KAHRAMANIYIZ Arkadaş! Uyarsa…

Kendi Hikâyelerimizin KAHRAMANIYIZ Arkadaş! Uyarsa…

Lütfen, çocuklarımıza güzelliğin dış görünüşümüzden ibaret olmadığını, güzel bir sözün, minik bir iyiliğin, cesaret veren bir bakışın, nazik bir davranışın kıymetini anlatalım. Küçük yaşlardan itibaren anlatalım ki ne zorbalık yapan ne de zorbalığa maruz kalan olmasın. Unutmayın, hepimiz kendi hikâyelerimizin KAHRAMANIYIZ!

Bazen bir kelime tüm hayatımızın rotasını değiştirebilecek kadar güçlü olabiliyor. Özellikle de çocuklar ve gençlerin maruz kaldığı kelimeler… Bir kelime ile kendilerine küsüp yine bir kelime ile kendilerini daha çok sevebiliyorlar. En çok da okulda karşılaştıkları zorbalıklar yaralıyor onları. Tıpkı bir zamanlar Yavuz Kahraman KOCAGÜLLE’yi yaraladığı gibi…

Benim Adım Şey…

İlk Genç Timaş tarafından yayımlanan, sevgili Ece Erdoğuş Levi’nin yazdığı ve iç çizimlerini yaptığı, Esra Budak’ın da kapak çizimi ile katkı sağladığı “Benim Adım Şeyy” kitabı, herkesin kendine has özellikleriyle güzel olduğunu anlatıyor ve çarpık güzellik anlayışını mizahi bir dille eleştiriyor. Bir yandan zorbalığın çocukların ve gençlerin üzerindeki olumsuz etkilerini gözler önüne sererken bir yandan da arkadaşlığın ve aile desteğinin bu gibi durumlarda ne kadar önemli olduğunu, birbirinden farklı görünen kişilerin birbirlerini desteklediğinde en harika dost olabileceklerini, en sevilmeyen derslerin bile eğlenceli bir ekip çalışmasıyla çok sevilen derslere dönüşebileceğini, zorlukların üstesinden sevgi ve azimle gelinebileceğini gösteriyor.
Yavuz, ona sorulan tüm sorulara ilk anda “Şeyyy…” diye cevap veriyordur. Üstelik boyunun kısa olması da tüm öz güvenini çalmıştır. On iki yaşındadır ama onu görenler “Ufaklık okula başladı mı annesi?” diye soruyordur. Yavuz ise böyle anlarda içinden “On iki yaşındayımmm beeeennn!” diye haykırmak istiyordur. Bunların sonucunda da tüm derdini, kederini, yediği her lafı içine atmaya başlamıştır. Yavuz sahip olduğu fiziksel dezavantajlar nedeniyle hem mahallede hem okulda hem de çevresindeki bazı insanlar tarafından zorbalığa maruz kalıyordur. O da tıpkı zorbalıkla baş etmeye çalışan çocuklar ve gençler gibi içine kapanıp hayallerinden ve yapmak istediği her şeyden uzaklaşmıştır. Ta ki taşındıkları mahallede, yeni başladığı okulunda sıra arkadaşı olduğu Süleyman ile yolu kesişene dek. Süleyman, Yavuz’un adeta kendi ile barışmasına, öz güveninin yerine gelmesine yardımcı oluyor. Resim konusunda çok yetenekli olan ama diğer derslerle pek de arası iyi olmayan, çoğu zaman ders dinlemeyip dışarıdaki ağaçlara bakarak hayaller kuran ve derste not almak yerine defterlerine çizimler yapan Yavuz’un…
Arkadaşlığın ne denli önemli olduğunu bu hikâye ile bir kez daha anlıyoruz. Ama sadece arkadaşlar değil aile desteği ve anlayışı da çok önemli ve kıymetli. Yavuz’un annesi yaşadıkları tüm zorluklara ve ayrıca oğluna yapılan zorbalıklara rağmen güçlü bir duruş sergiliyor. Saygısından ve terbiyesinden asla ödün vermiyor çünkü çok iyi biliyor ki zorbalığa zorbalıkla karşılık vermek yanlıştır. Ezilmeden ve ezmeden, duruşunu bozmadan hem çocuğuna örnek oluyor hem de bu süreci yaptığı nefis böreklerle şahane yönetiyor. Kitapta beni en çok mutlu eden şeylerden biri de bizi biz yapan fiziksel özelliklerimizle ve yeteneklerimizle bu dünyada biricik olduğumuzun, asıl önemli olanın iyi bir insan olmak olduğunun bu denli incelikle anlatılmış olması.  Lütfen, çocuklarımıza güzelliğin dış görünüşümüzden ibaret olmadığını, güzel bir sözün, minik bir iyiliğin, cesaret veren bir bakışın, nazik bir davranışın kıymetini anlatalım. Küçük yaşlardan itibaren anlatalım ki ne zorbalık yapan ne de zorbalığa maruz kalan olmasın. Unutmayın, hepimiz kendi hikâyelerimizin KAHRAMANIYIZ!
Zorbalık yaşayan, kendini görünmez, fark edilmez, minik bir nokta, zararsız, varlığıyla yokluğu bir gibi hisseden tüm çocuklara ve gençlere…
 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..