Hayat Bir Sınav Mı?
Keşke günde iki değil de en azından bir sınav olsa diyorum, keşke daha iyi kahvaltı yapsaydı diyorum, keşke daha kalın giyinseydi diyorum, ah biraz daha çok uyuyabilseydi diyorum, diyorum da diyorum…
Dışarısı eksi 8 derece soğuk, çok soğuk. Kar yağmadı ama yollar ve arabaların camları buz. Sen okuldasın şimdi, seni arabayla okula zar zor bıraktım yollar kaygandı çünkü.
Bu sıralar her gün sınavın var bazı günler iki tane hem de… Sen küçük bir bebekken böyle sınavların yoktu. Belki en büyük derdin meme emmek, parka gitmek, oyun oynamaktı. Kreşe gitmek istememek ya da boyamayı yarım bırakmaktı günlük kaygıların.
Çocuklar büyüdükçe sorunları da büyür derler. Ben bunlara büyük sorunlar demiyorum ancak sürekli değişen, farklılaşan durumlar diyebilirim. Bebeğiniz, çocuğunuz büyüdükçe karşılaştığınız çevresel faktörler ve bunlarla mücadele etme durumları da ister istemez artıyor. Üstelik çevresel faktörler bir yana karşınızda sürekli farklı ve yeni özellikler oluşturan bir çocuğunuz var.
Benimkisi fazlaca yufka yürek
Dedim ya şu sıralar okulda çok yoğunsun ve her gün sınavlara girip çıkıyorsun. Erkenden uyanıyor geç saatlere kadar ders çalışıyorsun.
Benim anne yüreğim ise sen yoruldukça sana kıyamıyor, sanki ben de bu yollardan geçmemişim gibi. Benimkisi fazlaca yufka bir yürek aslında…
Keşke günde iki değil de en azından bir sınav olsa diyorum, keşke daha iyi kahvaltı yapsaydı diyorum, keşke daha kalın giyinseydi diyorum, ah biraz daha çok uyuyabilseydi diyorum, diyorum da diyorum…
Bu durumları anlattığım ara ara dertleştiğim insanlar ise “Aman yapacak bir şey yok, zaten hayat bir sınav değil mi?” diyorlar.
Evet, belki bir açıdan öyle ama bir yanım bu cümleyi her zaman sert buluyor. Tüm yaşamı sürekli bir sınav olarak algılamak ve her seferinde bundan geçtim bundan kaldım diye yorumlamak çok yorucu.
Hayat sınav değil, bir yolculuk…
Bana göre yaşananlar bir tecrübe bir yolculuk bir deneyimleme biçimi. Bir şeyleri yaşarken bunu daha keyifli bir şekle de sokabiliriz elimizden geldiğince. Eğlenceli tecrübeler diyebiliriz adına da.
Zaten biz ahlaklı etik ve dürüst olduğumuzda yaptığımız şeyler anlam kazanmıyor mu? Sınav dediğimiz şeyleri elimizden geldiğince geçmiş olmuyor muyuz?
Oğluma da her zaman bunu anlatmaya çalışıyorum. Elinden geleni yap ama strese girme olmazsa bir daha denersin.
Başarısızlık başarının zıddı olmamalı, başarının bir parçası olmalı.
O sınavlardan ve sonuçlarından çok kaygılandığında bunu söylüyorum. Sakin ol sen elinden geleni yaptın. Şimdi arkana yaslan ve keyif almaya çalış.
Çok zorlandığında ve neden bu kadar çok sınav var dediğinde ise diyorum ki; “Bir gün beraber bu günleri gülümseyerek hatırlayacağız endişe etme ve rahatla.”
İşe yarıyor mu derseniz yaradığına eminim. Çünkü ne zaman yorulsak, çok kaygılansak, korksak bizlerde birilerinin bize “merak etme her şey yoluna girecek “demesini istemez miyiz?
İşte bu nedenle ne bebeğimize ne çocuklarımıza ne de kendimize çok yüklenmeyelim. Zaten elimizden geleni yaptıysak biraz da arkamıza yaslanıp sürecin tadını çıkaralım.
Hayatın sınavlarını sağlıkla keyifle sindire sindire yaşayarak gelişelim ve tüm bu sınavları birer tecrübe birer gelişim şekli olarak görelim mümkünse.
Gelecekte bu günleri anımsarken gülümsemeniz ve güzel anlar biriktirmeniz dileğiyle…
Sevgiyle kalın.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..