Oksijen Tüpü
Yorucu değil mi anne olmak? Sabah uyanınca, bugün anne olmasam diyememek…
Sürekli 2 kişilik ya da belki 3 kişilik düşünmek…
Her şeyi onun için yapmak, aynı zamanda her istediğini yaparsam şımarır mı diye düşünmek zor değil mi?
Ya öfkenizi kaybedip çocuğunuza bağırdıktan bir süre sonra hissettiğiniz vicdan azabı nasıl da ağır…
Peki O gözüne yanlışlıkla parfüm sıktığında, düşüp çenesini parçaladığında ya da kafası demir parmaklıkların arasına sıkıştığında hissettiğiniz korku ve çaresizlik nasıl da gerçek …
Gece yattığınızda bugün nasıl bir insandım sorusuyla birlikte bir de bugün nasıl bir anneydim diye sorgulamak kendini…
Peki ya okul hayatına başlayacağı dönemde, hangi okula göndereceğinizi düşünüp düşünüp uyuyamamak…
Hepimiz anneyiz ve dünyanın en zor işini gerçekleştiriyoruz. Üstelik anne rolümüzün yanında eş olmak, çalışan kadın olmak, evin kadını olmak, üretken olmak, birilerinin çocuğu, birilerinin gelini, birilerinin dostu olmak durumlarımızı da sürekli yerine getirmeye çalışıyoruz.
Her annenin kendisini çaresiz hissettiği, yorgun, gergin, uykusuz hissettiği zamanları oluyor. Böyle durumlarda en iyisi biraz kendimize zaman ayırmak… Aksi halde öfkemiz etrafımıza daha çok zarar veriyor. Bir evde anne mutlu olmazsa kimse mutlu olmuyor.
Bu zor anlarda çocuğunuzun bir gülümsemesi, bir sözü, sarılması ise ilaç gibi geliyor. Bu anları kaçırmamak lazım.
Tıpkı geçenlerde oğlum Batu’nun sırtımdan bana sarılması gibi; arkamdan sarıldı ve bana dedi ki; “ anne, ben senin oksijen tüpünüm…”
“evet “ dedim, “ sen benim oksijen tüpümsüm” “ ben sensiz nefes bile alamam…”
Çocuklarımız iyi ki var ve iyi ki bizim hayatımızdalar…
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..