Çocukların Anaokuluna Alışma Sürecinde Yapılması ve Yapılmaması Gerekenler
Anaokulu ve kreşe başlama zamanı, birçok ebeveyn ve çocuk için zorlu geçebiliyor. Anaokuluna gitmek istemeyen çocuğa nasıl davranılması gerektiği konusunda zaman zaman kafa karışıklıkları da oluşabiliyor. O halde, hangi davranışlardan kaçınılması gerekiyor?
▪ Öncelikle çocuğunuzu anlamaya çalışmalı ve anladığınızı da ona belli etmelisiniz.
▪ "Artık büyüdün, bebek değilsin.”, “Ahmet'te okula gidiyor ama senin gibi değil.”, “Ağlamayı bırak!” gibi çocuğu ötekileştiren ifade ve cümle kalıplarından uzak durun. Bunun yerine yapıcı ve onu tatmin edecek cümlelere yer verin. Örneğin; “Okula gidecek kadar büyüdün.”, “Sen okulda geçirdiğin zamanlarda güzel şeyler öğrenecek ve yeni arkadaşlarla tanışacaksın.” gibi yargılamaktan ziyade onun büyüdüğünün farkında olmasını sağlayın, destekleyici ifadeler kullanın.
▪ Okula başlama konusundaki hazırlığı son güne bırakmayın.
Bulunduğu ve alıştığı durumun dışında farklı bir ortama uyum sağlama ve orayı benimseme konusunda birçok çocuk sorun yaşayabilmektedir. Anaokuluna başlamadan bir süre önce durumu çocuğunuz ile paylaşın. Uyum ve stresini azaltması için fiziksel ihtiyaçlarını düzene koyun. Kendi alanına saygı ve disiplin gösteren, toplumsal paylaşım alanında da aynı özeni ve uyumu sağlar.
▪ Birlikte anaokulunu görmeye gidin.
Çocuğunuzun nasıl bir ortamda bulunacağını görmesi, orayı keşfetmesi alışma sürecinde ona büyük kolaylık sağlar.
▪ Anaokulu aktivitelerinden bahsedin.
Çocuğunuzu heveslendirin. Yeni şeyler öğrenecek olmasından dolayı merak uyandırın. Yeni arkadaşlar edineceğini ve birçok yeni etkinlik, aktivite, oyun faaliyetlerinin olduğunu anlatın.
▪ Oyun grupları ile çocuğunuzu anaokuluna alıştırın.
Bu, hem çocuğunuzun anaokuluna alışması açısından hem de ebeveyn olarak çocuğunuzdan ayrı kalma düşüncesine fayda sağlayacaktır. Uzmanların eğitim verdiği, yaş gruplarına göre etkinliklerin düzenlendiği oyun, oyun grupları ya da çocuk atölyelerine iki üç saat bırakabilirsiniz.
Bu hataları yapmaktan kaçının
“Çocuğum okulda ağlıyor.”
“Hâlâ okula alışamadı.”
“Acaba erken mi oldu?”
Bir süre çocuğunuzun yanında durduktan sonra dikkatini başka yöne çekip okuldan ayrılmayın. Bu durum çocuğunuzun hem size hem de anaokuluna güvenini sarsacaktır. Bunun yerine, okul saatinin bitiminde onu buradan alacağınızı ve sevdiği bir oyuncağının da yanında olmasına müsaade ederek çocuğunuzun kaygı, endişe, güven ve ağlama krizlerinde biraz da olsa hafiflemesine yardımcı olun. İyi dersler dileyerek mümkünse ayrılık vaktini kısa tutun.
Çocuğunuzun ağlaması ve okula gitmek istememesi ebeveynleri kaygıya, paniğe ve üzüntüye sürükler. Bundan uzak durun! Olabildiğince sakin kalmaya çalışın. Çocuklar annelerinin karnında bile duygu yükünü hisseden varlıklardır. Bu duygu durumunu bir çocuk kolaylıkla hisseder ve bu da çocukta korkuya sebep olur. Yapmayın!
Bir ebeveyn olarak elinizden geleni yaptınız ve buna rağmen hâlâ çocuğunuz okula gitmek istemiyor mu?
İşte o zaman bir pedagog ile görüşmelisiniz. Ama unutmayın; bu durum bir süreç. Çocuğunuzun evi onun için bir rahatlık ve güvenli alan. Böyle bir yer dışında bilmediği bir ortama girmek aynı zamanda tanımadığı kişilere güvenmek biraz zaman alabilir. O zamanı çocuğunuza tanıyın.
“Rehberin her şeyden önce, ilk sıradaki görevi, çocuklar için oluşturulan ortama özen göstermesidir. Etkisi dolaylıdır fakat en güzel şekilde oluşturulmadığı, özen gösterilmediği takdirde, fiziksel, zihinsel, ruhsal ya da herhangi başka konuda herhangi bir verimlilik ve sürekli bir sonuç elde edilemez." Maria Montessori
Çocuğun ilk rehberi ailesidir. İlk eğitimini ailede alan çocuk, bilgiyi okulda öğrenir. Her gece, yanağına öpücük bırakılan çocuklar yetiştirin. Çocuğunuzu anaokuluna hazırlamadan önce sizler bu duruma ebeveyn olarak hazırlıklı olun.
Eğitim - öğretim yılında tüm çocuklarımıza başarılar dilerim.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..