Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.

Duygu Boz

“Ben mutluysam onlar da mutlu olur, onlar mutluysa ben de mutlu olurum.”

Duygu Boz ile Röportaj: “Ben mutluysam onlar da mutlu olur, onlar mutluysa ben de mutlu olurum.”

Duygu Boz başarılı bir iş kadını. Knitss markasının kurucusu ve kreatif direktörü. Aynı zamanda anne, hem de kızı Ela’yı kucağına henüz 3 ay önce almış, anneliği ikinci kez deneyimleyen “yeni” bir anne… Bir çocuğun mutluluğunu gözlerinden okuyabilirsiniz derler, 4 yaşındaki Ali’nin gözlerinden de huzur ve sevgi akıyor. Hep birlikte muhteşem bir aile tablosu çiziyorlar. Biz de bu aileye uzun ve mutlu bir yaşam diliyor, Duygu Hanım’ın hikayesini kendi ağzından dinliyoruz.  

Duygu Boz, moda dünyasında tanınan bir isim, annelerimiz için anne Duygu’yu anlatın desek…

Her ne kadar çalışan bir anne de olsam, aile benim için her şeyden önce gelir. Anne olduktan sonra kendimde farkettiğim bazı özellikler ise sabır, anlayış, empati duygularının gelişmesi oldu. İnsan anne olunca kendi annesini, endişelerini daha iyi anlar hale geliyor. Anne olmak bana göre bu hayatın bir mucizesi. Kendimi anlatmak ise biraz zor isterseniz bu soruyu eşime soralım.
UMUT BOZ: Duygu benim aşkım, yol arkadaşım olduğu için bu soruyu tarafsız yanıtlamak herhalde pek mümkün olmaz, lakin birkaç cümle ile özetlemek gerekirse; ben anne Duygu’ya baktığımda sevgi dolu, şefkatli bir anne görüyorum. Duygu çocuklarının üzerine titrer ama onları asla şımartan bir anne değildir. Oğlumuz Ali 4 yaşını bitirdiği için karakterinin oturmaya başladığı şu dönemde onu özgüvenli bir birey olarak yetiştirmek için çok çaba sarfediyor. Duygu ne tavizkar, ne mükemmeliyetçi, gayet dengeli bir anne. Modern bir Cumhuriyet kadını. Bizim ailede kadın eşitliği çok önemlidir ve bunu birlikte oğlumuza aşılamaya çalışıyoruz. Kadının desteklendiği, yüceltildiği toplumların geliştiğini görmemek imkansız.
Sanat, kültür ve müzik Duygu için çok önemlidir, bu alanlardan beslenir ve bu aile yaşantımızın her alanını etkiler, hafta sonlarımızı, tatillerimizi bu programlar doğrultusunda organize ederiz. Duygu evimizin mutluluğu, çocuklarımın biricik annesi, benim biricik eşim.

Siz de kariyerine eğitim gördüğü alanın dışında devam edenlerdensiniz. Eğitim yılları ve hayallerinin peşinden gitmek… Tecrübelerinizden sonra çocuklarınıza kariyerlerini hazırlarken hangi önerilerde bulunursunuz?

Hayatta her zaman bir amaç ve gaye edinmek çok önemli, insanın sevdiği şeylerin peşinden tutkuyla gitmesi ise çok değerli… Ben bu konuda kendimi çok şanslı hissediyorum, çünkü ailem  beni istediğim her alanda destekledi. Mutlu bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirdim. Bununda tüm hayatıma olumlu yansıdığını düşünüyorum.

Ergenlik döneminde ilgimin Sinema-TV alanına kaymasıyla eğitimimi bu alanda sürdürmeyi düşündüğümü ailemle paylaştığımda ailemden ciddi destek gördüm. Her zaman “iyi ki de okumuşum ve bu alanda kısa süre de olsa çalışmışım” diyorum, çok ciddi tecrübeler kazandım. Sonrasında beklentimin, hayallerimin şekillenmesiyle aile işini yapmaya karar verdim ama içimde hiçbir şekilde ukde kalmadan, birçok tecrübe kazanmış oldum. Kendi çocuklarım için de, dilerim hayallerinin peşinden gitme cesaretini bulurlar, biz de onları destekleriz. Çünkü inanırım ki; su akar yolunu bulur ve ne yapılırsa yapılsın aşkla sevgiyle yapılan her iş sonunda başarıya ulaşır.

Başarı ölçütüm de her zaman kişiye ve beklentilerine göre değişir; kişi işinden çok paralar kazanabilir ama keyif alarak yapmıyordur, iç dünyasında tatminsizdir ve sonuç mutsuzluktur ama başka bir kişi işini sevgiyle yaptığından çok mutlu hissediyor olabilir. Bu uzun vadede daha büyük bir başarı ve hayallerinin peşinden gitme durumu benim için.

Kadın üzerine tasarım ve üretim yapıyorsunuz ama çocuk modasını da takip ediyorsunuzdur. Çocuklarınız için seçimlerinizde neleri ön planda tutarsınız?

Çocuk için giyim alanında çok güzel yerli ve yabancı markalar mevcut, bunlar arasında çok dikkatli seçim yaparım. Önem verdiğim özelliklerin başında; tenlerine temas edecek olan kumaşlarda kullanılan içeriklerin temiz ve güvenilir olması, kullanılan materyallerin çocuk ve insan sağlığına uygun olması gelir. Organik, pamuk, doğal yünlü ürünler en çok tercihlerim arasında yer alırken, rahatlıklarını her zaman ön planda tutarım. Benim için çocuk giyiminde trendlerden çok, rahatlık ve konfor önemli.

Biraz çocuklarınızı anlatmanızı istesek…

Büyük oğlum Ali, 4 yaşında tam bir Yay burcu. Eğlenceli, espirili, hareketli, meraklı ve dışa dönük onu tanımlayabileceğim kelimeler. İlk olmasının verdiği tecrübe ile onunla çok şey öğrendim, birlikte deneyimledik. Hatta son zamanlarda “benim tatlı, küçük arkadaşım” olarak bana eşlik ediyor. Zevklerini, fikirlerini söylemeye başladı ki bu beni çok mutlu ediyor.
Onların düşünceleri benim için çok önemli, bazı konularda mutlaka oğlumun fikirlerini alır, onun kendini değerli hissetmesini sağlarım ki gerçekten bizler için çok değerliler. Onlarla ailece geçirdiğimiz tüm vakitler paha biçilemez. Ali’nin ilgi alanları erkek olmasından da kaynaklı olarak şu anda arabalar ve lego oynamak üzerine kurulu. Son zamanlarda ise at binmeye başladı, keyif aldığını görüyoruz, doğayı, okulunu arkadaşlarını çok seviyor.

Kızım Ela henüz 3 aylık, Aslan burcu. Gözlemlerimize dayanarak şimdiden söyleyebilirm ki, kararlı bir kız olacağa benziyor. Anne ve baba olarak odağımız, onların sağlıklı bir şekilde büyümeleri, hissetmeleri ve hayata mutlu bir şekilde bakabilmeleri.

Ela’ya sağlıklı, mutlu bir yaşam dileriz öncelikle. Hamileliğiniz nasıldı, artık deneyimli bir annesiniz, “İlk bebeğimde yaptığım bazı şeyleri artık yapmam” dediğiniz noktalar var mı?

Tabi ki! Hep söylerlerdi ikinci bebekte tecrübeden kaynaklı daha rahat olunuyor diye, kesinlikle doğruymuş. Oğlum Ali’de edindiğim tecrübelere dayanarak kızımın hamilelik döneminde daha rahattım. Son güne kadar çok sosyaldim, hiçbir şeyden kopmadım, ne işimden ne yapmak istediklerimden. Ruhumu, inancımı güçlü tutarak hem kendime hem karnımdaki bebeğe güzel bir dönem yaşattığımı düşünüyorum. Aynı zamanda ikinci hamilelikte Ali de olduğundan, birlikte kardeşini beklerken birbirimize çok şey kattık ben yurtdışında doğum yaptığımdan oğlumla birbirimize güç kattığımızı dşünüyorum. O da büyük bir sabır gösterdi ve bana destek oldu. Eşimin olmadığı dönemde birbirimize daha çok kenetlendik ve mutlu bir süreç yaşayıp güzel anılar biriktirdik.

Beraber yapmaktan en çok hoşlandığınız şey?

Eşimle birlikte birçok ortak noktamız var. Umut, eşim ama aynı zamanda en iyi arkadaşım gibi. Birlikte ne yaparsak yapalım onu eğlenceye, keyfe dönüştürürüz, şimdi buna çocuklarda katıldı. Hafta sonları bizim için özeldir. Birlikte programlarız, birlikte doğayı hissedebileceğimiz ortamlarda olmayı tercih ederiz. Uzun hafta sonu kahvaltıları ve yürüyüşleri yapmayı severiz, bazen işle birleşen kısa tatil programlarımız olur. Gittiğimiz ülkelerin sanat ve kültür ajandalarını takip ederiz. Sinema ve tiyatro vazgeçilmezimiz. Mutlaka her hafta bir film izlemeye dikkat ederiz sinemada. Sevdiğimiz oyunları, merak ettiğimiz sergi ve galerileri takip ederiz. Şimdi Ali de başladı sinemaya gitmeye çok keyif alıyor. 2 yaşından beri tiyatro seviyor, bizimle sergilere geliyor, yurtdışında çok etkilendiği müzeler var. Onun dışında ailelerimizle yediğimiz uzun yemekler bizim için çok keyifli. Her akşam işten eve birlikte yemek yiyecek olmanın heyecanı ve motivasyonu ile gidiyorum. O gün herkes neler yaptı neler yaşadı birbirimize anlatır ve dinleriz. Bunlar bizim için birlikte yapmaktan en çok hoşlandığımız şeylerin başında geliyor.

Bize bir çalışma gününüzün planını anlatır mısınız?

Ben güne erken başlarım. Sabahları erken saatte kalkıp mutlaka açık havada 30-45 dk yürüyüş yaparım. Sonra oğlumla kahvaltı yaparız şimdi bize kızım Ela’da eşlik etmeye başladı, tatlı mimikleriyle kahvaltı ederken çok eğleniyoruz. Bazı sabahlar sevdiğimiz şeyleri birlikte hazırlıyoruz. Şekersiz muzlu yulaflı pankeklerimiz meşhurdur. Sabah 8.45’de oğlum okula ben işe doğru yola çıkarım, Ela evde bizi bekler. Sevdiğimiz, iyi bir dadımız var gözümüz arkada kalmaz. İşte günün nasıl geçtiğini hiç anlamam, koleksiyon zamanı çok yoğun olurum. Bazı günler mağaza ziyaretlerim olur, satış ekibinden müşteri fikir ve görüşlerini alırım. Vitrin kombin değişimlerinde bulunurum, yurtdışı satış ve organizasyonları takip ederim. Haftanın bazı günleri öğlen iş yemeklerimiz olur, her günün koşturmacası ayrı ama akşam olur ve benim çocuklara kavuştuğum en sevdiğim saatler gelir.

İş-ev-çocuk üçgeninde zamanınızı ve enerjinizi nasıl dengelersiniz?

Zamanı iyi kullanıp programlı olunca insan her şeye vakit ayırabiliyor. Kaliteli vakit diye bir kavram var bence. Zaman en değerli şey bu hayatta, onu nasıl harcadığınız çok önemli. Boş şeylere vakit harcamam, beni besleyecek aile hayatıma ruhuma katkıda bulunacak aktivitelere, insanlara önem veririm. Aile, hayatın temeli ama enerjimizi doğru  bir şekilde tutmak için kişinin kendine de vakit ayırması önemli, her kişi kendi enerjisini yükseltecek dengeleyecek aktiviteleri bilir. Ben inancımı yüksek tutmaya çalışırım her zaman. Sanat ve kültür enerjimi yükseltir. İşime, aileme olumlu yansımalarını görürüm. Üreten kadın mutludur bence, ben mutluysam onlar da mutlu olur, onlar mutluysa ben de mutlu olurum.

Son yıllarda “özgüvenli çocuk” kavramı en çok telaffuz ettiklerimizden. Sizce özgüvenli çocuk kimdir? Nasıl yetiştirilir? Kişinin ve diğer insanların hakları konusunda çocuklarınızı nasıl bilgilendiriyorsunuz?

Özgüvenli çocuğun tarifi benim için çok net; konuşulan ve dinlenen çocuk özgüvenli olur. Ona kendini iyi hissettirirseniz, onun seviyesine inip onu dinler ve anlarsanız çocuğunuzun özgüvenine büyük katkı sağlarsınız. Biz aileler çocuklarımızı birer birey olarak görür, başkalarının haklarına saygı göstermeyi beklemeyi öğretirsek onlarda o şekilde davranırlar. Sadece söylemekle ve öğretmekle de değil, çocuklar anne babalarında gördüklerini uyguluyorlar. Annesine doğru davranan bir baba görürse ileride o da iyi bir eş olacaktır muhtemelen, başkasının hakkına, sırasına saygı gösteren bir anne görürse o da saygı göstermeyi beklemeyi öğrenecektir. O yüzden çocuğumuzun yapmasını istemediğimiz şeyi önce bizler yapmamalıyız.

Hepimiz ülkemizde ve dünyada çocuklarımıza daha yaşanılır bir gelecek bırakmak istiyoruz, Sizce neler yapılabilir, hem aileler hem de kurumlar açısından…

Yaşadığımız dünyaya katkı sağlayabilecek birçok şey var. Bunu günlük rutinlerimizde her şeye adapte edebiliriz diye düşünüyorum. Örneğin çocuklarımıza dişini fırçalarken suyu boş yere akıtmamasını, kullanılmayan elektrikleri kapatmayı, doğayı kirletmemek gerektiğini, hayvanların korunması gerektiğini, yardımlaşmanın önemini, kullanmadığı eşyaların, oyuncakların paylaşılmasının önemli olduğunu ve bunun gibi birçok konuyu anlatabiliriz. Bunlar yaşadığımız dünyaya karşı daha duyarlı bir birey olması için yönlendirdiğimiz konuların başında geliyor. Biz kurumlar ve yetişkinler yaşadığımız dünyaya karşı duyarlı olur ona göre davranırsak onlarda bizi izleyecektir diye düşünüyorum. Dolayısıyla yine aynı konuya geliyoruz çocuklarımıza yaşanılır bir gelecek bırakmak istiyorsak, öncelikle kendimizden başlamalı ve ona göre davranmalıyız bu dünyaya.

Aralık-2019

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Ropörtajlar
FACEBOOK YORUMLARI
YORUMLAR

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..