Ayşe Kucuroğlu
Çocuklarıyla büyüyen güzelleşen anne
Medyacı-Blogger Tuğba Başyiğit Babaoğlu www.dinamikanne.com
Merhaba Sevgili Anne Bebek Dergisi Okuyucuları,
Bu ay sizler için Ayşe Kucuroğlu ile birlikte çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kendisi 5 çocuk annesi, restoran sahibi, gazete yazarı ve bunların yanı sıra rengarenk ve mütevazı bir kişilik. Bu kadar çok şeyi yaşamına nasıl sığdırdığını konuştuk. Haydi alın elinize bitkiçayınızı, masal tadında bir yolculuğa çıkalım.
D.A.: Anne olunca bir çoğumuz değişiyor ve dönüşüyoruz. Sende nasıl işledi bu süreç?
A.K.: Kendi başına buyruk bir ikizler burcu, gezgin ruhlu kadınken pozitif disiplinleri olan sabırlı bir kadına dönüştüm. Daha planlı ve organize... Ama renklerimden hiç vazgeçmedim. Ben çocuklu kadın olmayı çok sevdim hamilelik de beni.
D.A.: İlk çocuğa nasıl karar verdin?
A.K.: Ben karar vermedim aslında, ilk çocuğum karar verdi beni anne yapmaya ve ben sürece alıştım.
A.K.:1976 doğumluyum. Suna 2004’de dünyaya geldi. Sonra 2006, 2008, 2011 ve 2012 yıllarında tekrar tekrar anne oldum. Yaş konusunda matematiğim iyi değil, hesaplayabilen buyursun.
D.A.: Vaaav! Son bir kaç yıldır hamile değilsin yani... (Gülüyoruz)
D.A.:İlk anne olduğun zamanlar bu kadar çocuğunun olacağını tahmin eder miydin?
A.K.: Biraz farklı tarafım vardır, burada ki abartıyı sevdim açıkçası. Evet Suna’dan sonra 3 olur dedim ama her geçen yıl uğurlu sayım değişti ve şimdi bu sayı 5.
D.A.: Başka çocuk planı var mı?
A.K.: Şu an gözükmüyor ama gönül ister. Çocuklar da istiyor.
D.A.: Doğum şeklin nasıldı?
A.K.: Hepsini normal doğumla dünyaya getirdim. İlkinde 42 haftaya girerken suyum geldi uzun ve zor bir doğumdu ama diş ağrısı gibi, geçince unutuyorsun. Sezaryenden hep çok korktum.
D.A.: Ben de kızım Mina’yı doğal doğumla kucağıma aldım, inşallah ikinci kızımda da süreç böyle olur. Pozitif doğal doğum hikayeleri anneleri cesaretlendiriyor. Emzirme süreci nasıl geçti?
A.K.: İlk çocuğumu 9 ay emzirdim, dolapta biriktirdiğim sütleri ikinci çocuğum Kemal içti. Sonraki çocuklarımı 6 ay emzirdim.
D.A.: Hamilelik ve emzirme uzun bir süreç. Psikolojik olarak nasıl yönettin?
A.K.: Harika bir doktorum oldu canım Prof. Dr Lemi İbrahimoğlu. Pimpirikli bir kişi olmama rağmen hep ferah geçirdim bu dönemi onun rehberliğinde.
D.A.: Evde kavga oluyor mu yoksa hepsi çok iyi mi geçiniyor?
A.K.: (Gülüyor) Olmaz mı, iyi bir hakem olup doğru yerde düdük çalıyorum. Bu arada da iyi bir Beşiktaşlıyım.
D.A.: Krizlerle nasıl baş ediyorsun? Yapmayacağım, yemeyeceğim, uyumayacağım anları oluyor mu?
A.K.: Oluyor tabi. Hemen ceza sistemi, pozitif biçimde konuşarak hallediyoruz.
D.A.: Hepsi aynı zamanda aynı şeyi mi yapıyor? Mesela banyo saati, yemek saati gibi? Yoksa her çocuğun kendi düzeni mi var?
A.K.: Çoğu zaman hepsi aynı anda genel ev kurallarına uyuyor. Ancak Suna ve Kemal biraz daha büyük oldukları için dışarı programları da oluyor.
D.A.: İstedikleri her şeyi alıyor musunuz yoksa kurallar var mı?
A.K.: Almıyoruz. Onun sonu yok, az eşya ve az şeyle mutlu olmalarını sağlıyoruz.
D.A.: Yemek düzeniniz nasıl? Hep birlikte mi oturulur sofraya yoksa herkes kendi zamanlamasına göre mi yer?
A.K.: Akşam bir masa başında toplanırız ama pazar yemeklerim meşhurdur. Mutlaka pazarları 12 kişiye yakın olduğumuz olur. Zor ve iddialı yemekler pişirerek asçılık diplomamı konuştururum.
D.A.: Nasıl bir annesin?
A.K.: Geleneksel modernim diyebilirim. Eski alışkanlıklar ile şimdiki zamanı birleştiriyorum. Bizler nasıl büyüdüysek Z kuşağı çocuklarını da bu zamana uyarak o şekilde yetiştiriyorum. Hepsi dijital ve global çocuklar. Diğer yandan eğlenceli, güncel vakit geçirmeyi seven, onları hayatın içinde tutan bir anne olduğumu söyleyebilirim. Tabii ki kurallar var. Çocukların kendilerini en güvende hissettikleri zaman dilimi olan genel rutini yaşamaları çok önemli. Banyo saati, pijama&uyku saati gibi...
D.A.: Baba nasıl, bu sürece destek mi?
A.K.: Hep hep hep… Her zaman bizimle, her zaman onların yanında. Çok şanslılar, ben de onlar da.
D.A.: Evde yardımcın var mı? Kaç kişi destek oluyor?
A.K.: Evet var, sadece bir kişi var ve yatılı kalıyor.
D.A.: Evdeki düzeni nasıl sağlıyorsun? Hafta içi bir günün akışı nasıl?
A.K.: Sabah erkenden onları okula mutlu ve karnı tok göndererek günün ilk turunu atlatıyoruz. Ardından saat 4’e dek kendi işlerimi hallediyorum. Sonra evdeki rutinleri, aktiviteleri, dersleri derken saat 9’da yataktalar. Çalışan bir anneleri olduğunu biliyorlar, onlar da bana hep destekçiler.
D.A.: Hafta sonu neler yapıyorsunuz?
A.K.: Hafta sonu onlarla birlikteyim. Sinema, spor, market alışverişini çok severler. Doğum günleri ya da aktiviteler oluyor. Partykids’te eğlenmeyi, restorana gitmeyi ve şehir turları yapmayı çok severler. Her fırsatta Aqua Florya akvaryuma gidiyoruz, oraya bayılıyorlar. Sushico, Miyabi Sushi, Kaşıbeyaz Florya, Develi Etiler, Hillside Etiler Sinema, Hardrock Cafe‘ye bayılıyorlar. Kurucu üyesi olduğum Soho House ise hafta sonları için gündüz kaçış yaptığımız yerler.
D.A.: Bir çocukla bir şey yaparken ve diğerlerini o organizasyona dahil edemediğinde rahatsızlık duyuyor musun?
A.K.: Hayır çünkü grup ikiye ayrılmış durumda. 2 küçükler ve 3 büyükler grubu. Hepsinin amacı ve isteği farklı…
D.A.: Nasıl tatiller tercih ediyorsunuz?
A.K.: Otel tatilleri bizim için rahat ve güvenli oluyor. Yıllardır Hilton Dalaman Sarıgerme’de tatil yapıyoruz ya da California’da uzun süre kalıyoruz.
D.A.: Kendine nasıl vakit ayırıyorsun, kendin için neler yapıyorsun?
A.K.: Gün içinde kız arkadaşlarımla yediğim bir yemek ya da katıldığım bir arkadaş daveti benim özel zamanlarım. Hillside Spa’da geçirdiğim 1 saat, şehir tatilim. Kız kardeşlerime çok düşkünüm, birlikte vakit geçirmeyi çok severiz.
D.A.: İlham aldığın şeyler neler?
A.K.: Çocuklarım öncelikle! En ufak hayal kırıklığımda onları düşünüp yeniden diriliyorum.
Modayı severim, ayakkabılara bayılırım. Dinlediğim bir kaç rock grubu da beni ayağa kaldırır. Eski semtlerde dolaşmak da ilham verir bana. Samatya, Yedikule, Beyoğlu gibi...
D.A.: Seni en mutlu eden şey nedir?
A.K.: Çevremdeki sevdiğim insanların mutlu olması ve paylaşmak.
D.A.: Nasıl yetişiyorsun hem çalışma hayatına hem çok çocuklu anne olmaya?
A.K.: İstanbul’un altın kuralı evinin işinle yakın olması. Trafikte geçirdiğin zamanı evinde ve çocuklarınla geçiriyorsun.
D.A.: Annelere tavsiyen var mı?
A.K.: Hayatı, sadece çocuklara uyarak değil, çocukların da size uyum sağlamasına izin vererek yaşayın. Onların birey olduğunu unutmayın. Kendinize iyi bakın ki çocuğunuz da güçlü ve mutlu olsun.
D.A.: Çok teşekkür ederim bu keyifli sohbet için.
A.K.: Ben çok teşekkür ederim. Uzun zamandır bu kadar samimi ve doğal sorular ile karşılaşmamıştım. Sana çok güzel bir doğum diliyorum ama 2 çocuk yetmez, 5’e daha yolun var diyorum.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..