Mustafa Ceceli

Takvimler Şubat ayını gösterdiğinde, aklımızdan geçen birçok cümle arasından biri de, 14 Şubat’ta Sevgililer Günü olması. Durum böyle olunca da bizde “aşkın sesi” diye tanımlanan ve şimdilerde oğlu Arın ile babalığın tadını çıkarmaya bakan Mustafa Ceceli ile bir sohbet gerçekleştirdik. Biz onu aşk insanı olarak bilsek de o aşkı; “Aşkın tanımı yoktur.” diyerek tanımlıyor ve baba olmanın verdiği mutluluğu anlatıyor bizlere...

Hani her yeni albüm bebeğe benzetilir, siz de özellikle bebek sahibi olduktan sonra bu benzetme için “doğru” diyor musunuz?

Çok doğru olduğuna inanıyorum. Hatta bestelerin oluşumunu da bir doğum sancısına benzetebilirsiniz. Çünkü o doğum sancısı, çekilmesi gereken bir sancıdır. Bebek anne ile beraber aynı sancıyı çeker ve normal doğumun önerilmesinin sebeplerinden bir tanesi de bebeğin oradaki yaşantısının sonlanarak dünya hayatına geçişidir. O’da bir değişim yaşadığını fark edecektir. Tıpkı bunun gibi albümlerde hazırlanırken çok ciddi sancılar çekilir ama sonra mutlu sona ulaşırsınız.

Bebekler anne karnında dinledikleri müzikleri doğum sonrasında tanıyorlar. Arın 9 aylık süreci sizin şarkılarınızla mı geçirdi?

Aklınıza gelebilecek her türlü şarkıyı dinlettik. Tabii ki duyu organlarının gelişimi ve frekansı çözümlemesi dünyaya geldiği şekildeki gibi değil. Orada duyduğu sesleri tam olarak da çözüyor diyemeyiz. Bu şarkıları tanıyıp, tanımadığını ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Şu anda yeni albümümüzün ilk şarkılarını dinleyen kendisi ama…

Arın’dan esinlenerek yazdığınız şarkı sözü var mı?

Henüz böyle bir şey olmadı. Belki ileride olabilir. Ama bir besteci arkadaşım ki Ravin İncigöz dünyaya geleceğini öğrenince ona bir söz-müzik yapıp hediye etti. İnşallah albümde müzik severlerle buluşturacağız.

Arın, babasının yolundan gitmek isterse…

Hayır demem, dur da demem. Kendi özelliklerini ortaya koyacağı ideallerini belirlemesini isterim.Onu bu konuda yönlendirmeyi düşünmüyorum. Ancak üzüm üzüme baka baka kararır demeyi de ihmal etmiyorum.

Aşkın sesi olarak aşkı nasıl tanımlanıyorsunuz?

Aşkı; tanımsızdır diye tanımlarım.

Heyecanla baba olmak isteyen baba adaylarına neler söylemek istersiniz?

Burada duygu ve düşünceleri kelimelere dökmekte zorluk çekiyorum. Ancak kendilerini hazır hissettikleri zaman böyle bir şey düşünebilirler. Bununla beraber onun sadece çok sevimli bir bebek olacağını düşünerek değil, ileride büyüyüp vatanına milletine faydalı bir birey yetiştirebileceklerine inandıklarında böyle bir şeye karar vermelerinin daha doğru olacağını düşünüyorum.

Yaptığınız şarkılarla hislerimize bu kadar tercüman olmanın sırrı nedir? Her şarkı için dinleyenlerin “bu şarkı benim için yazılmış sanki bu kadar olur” cümlesini kurdurtuyor olmak nasıl bir duygu?

Ben de albümde söylediğim şarkılarda aynı şeyi hissediyorum. Çünkü seslendirdiğim eserlerin hiçbiri bana ait değil. Söz ve müzikleri başka kişiler tarafından yapıldı. Ben de yazsam böyle yazmak isterdim. Aradaki köprünün samimiyetten kurulduğuna inanıyorum. Kişilerin gönüllerinde ortak teli titrettiğine inanıyorum. İkinci albümümüz için yine romantik, melankolik şarkılar hazırladık. Hareketli, eğlenceli şarkılarımızda var. Ama aramızdaki köprünün samimiyetten oluştuğuna inanıyorum.

Sevdiğiniz işi yapıyorsunuz, hayranlarınız var, yaptığınız iş takdir ediliyor, mutlu bir evliliğe sahipsiniz ki Arın hayatınıza girdi. Kendinizi şanslı hissediyor musunuz? Başarılı olmanın beraberinde getirdiği mutluluk hissini nasıl tanımlarsınız?

Ben çocukluğumdan beri ilgi duyduğum, kendimi en iyi ifade ettiğimi düşündüğüm mesleği yapmaya çalışıyorum. Bu sebeple, bunun getireceği başarıda bizi mutlu ediyor. Bununla beraber ben aile ve iş yaşantısı şeklinde iki farklı hayata sahip değilim. Sahnede gördüğünüzle özel hayatındaki kişi aslında aynı.

Röportajımıza ünlü olmanızı bir kenara bırakarak devam edelim. Nasıl gidiyor evde üçüncü bir sesle beraber olmak?

Bu tanımlamayı sizinde yapıyor olmanız aslında çok ilginç, çünkü ben de: “Nasıl gidiyor ya da ne hissediyorsunuz” dedikleri zaman: “Evde üçüncü bir ses var.” diye cevap veriyorum. Bunu siz benden önce söylemiş oldunuz. Tabii ki çok değişik bir duygu... Tatmadığım bir duygu. Sanırım ailemi şimdi daha iyi anlıyorum.

Sorumluluklarının bilincinde, sakin ve kendine özgü bir biçimde yaşamını sürdüren birisiniz. Bu süreçte oğlunuz sizi değiştirdi mi? Hayatınıza neler kattı ya da nasıl düşünmenizi sağladı?

Aslında çok büyük bir değişim olmadı. Çünkü bu bizim hazırlıklı olduğumuz bir karardı. Tabii ki bazı önceliklerin yeri değişiyor. Eşime yardımcı oluyorum, özellikle şu anda Arın 3,5 aylık ve eşimin bu yardıma ihtiyacı var. Ben de işimden kalan zamanlarımda yardımcı olmaya çalışıyorum. Getirdiği sorumluluklar var. Belki daha önceden cahil cesareti ile yapabileceğiniz bir takım davranışlarda şimdi; “aman ben bunu yapmayayım” diyebiliyorsunuz. Bu yüzden hayatıma getirdiği değişiklik olumlu yönde… Hisler çok kolay anlatılamıyor. Daha önceden tatmadığım için çok değişik bir duygu.

Kucağınıza ilk aldığınızda aklınızdan neler geçti?

Bu sürecin tamamını düşündüm. Biz onu ultrasonda bir nokta olarak görmüştük. Noktadan insana kadar uzanan o yolculuğu gözlemledik 9 ay boyunca ve bir bakmışsınız ki aslında var olmanın, canlanmanın mucizesine sizde tanık olmuşsunuz. Sadece dedim ki ne kadar muhteşem bir güç, ne kadar olağanüstü bir güç. İnsanın ne kadar muhteşem bir şey olduğunu hatırladım.

İsmine nasıl karar verdiniz?

Eşimle beraber karar verdik. Cinsiyetini öğrendiğimizde sırayla internetten erkek bebek isimlerine bakarken bulduk. Arın; saf, temiz, arınmış anlamına geliyor. Kişilerin ismi ile müsemma olacağını söyleriz. Bunun bilimsel olarak da açıklaması var. Sonuçta belki de en çok beyninizin tekrar edip, duyacağı frekans kendi isminiz. Bu yüzden ismin anlamı çok önemliydi.

Eşiniz size hamileyim dediğinde neler hissettiniz? Baba olmaya hazır mıydınız?

Buna hazırdım ama tabii ki çok şaşırdım. Bunu bir mutluluk ya da benzeri bir his ile tarif etmek imkansız. Elbette insanı gözünüzün önüne getirip düşündüğünüz zaman, bir insanın kolay yetişmediğini fark ediyorsunuz. Sorumluluklarımızın artacağını biliyorduk ve bu yüzden tatlı bir heyecanla doğmasını bekledik.

Şu anda neler yapıyorsunuz? Sizi dinleyenleri neler bekliyor?

Şu an stüdyoda çalışıyoruz, ikinci albümün kayıt çalışmalarına devam ediyoruz. Birkaç ay içinde yeni albümümüzle karşınıza çıkacağız. Hani gece gündüz çalışıyoruz denir ya işte bu cümleyi tam anlamıyla yaşıyoruz.

Röportaj: Aslıhan Gündüz