Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Okullu Yaşama Çocuğu Nasıl Alıştırabiliriz?
Okullu Yaşama Çocuğu Nasıl Alıştırabiliriz?
Anaokuluna Uyum Sürecinde Çocuklar Neler Yaşar?
Anaokuluna Uyum Sürecinde Çocuklar Neler Yaşar?

Çocuklarda Okula Uyum Sürecini Doğru Yönetebilmek

Çocuklarda Okula Uyum Sürecini Doğru Yönetebilmek


Bu sene ilk defa okula başlayacak çocukların evlerinde; heyecan, merak, bir miktarda korku duygusu olabilir. Anne babalar o ana kadar ev dışında uzun saatler tek başına bulunmamış çocuklarının, kendi iç işleyişi ve düzeni olan okul ortamına nasıl uyum sağlayacağını, kolay adapte olup olmayacağını merak ederler. Zaman zaman ise farkında olmayarak bazı hatalı davranışlar gösterebilirler. Uzman Psikolog ve Aile Danışmanı Melis Tiftikçi, anne babalara, çocukların okulla tanışma ve uyum süreçlerini kolaylaştıracak, minik krizleri önleyecek önerilerde bulunuyor.

Okullar açılıyor ve velileri de en az çocuklar kadar heyecanlı görüyoruz. Bu döneme verilen önem çok kıymetli elbette ama gereğinden fazla endişe duydukça süreci zorlaştırıyoruz.
Bu dönemde okula yeni başlayacak çocukların anne-babalarının kafalarında çeşitli sorular var: “Okulu sevecek mi, oryantasyon dönemi ne kadar sürecek, çocuğumu nasıl bu sürece kolayca adapte edebilirim, okul hayatının ilk adımlarını nasıl en güvenli şekilde atabilirim?” gibi…

Çocuğun okulu merak etmesi sağlanabilir

Çocukların sosyalleştikleri, hem öğretmenlerinden hem de akranlarından öğrendikleri yer okullarımız.
İlk defa okula başlayacak bir çocuk için okul, evden ayrılacağı, yalnız kalacağı ve kuralları olan bir yer olarak ürkütücü gelebilir. Okula başlamadan önce seçilecek okul ile ilgili kitaplar, söylenecek şarkılar, anne-babanın geçmiş okul hayatına ilişkin çocuğu heyecanlandıracak tatlı anılarını paylaşmaları çocuğun okula yönelik merakını harekete geçirecektir. Okulu merak eden, orada bulunmak isteyen bir çocuğun okula adapte olması daha kolay olacağı için bu ilk adımı atlamamanızı öneririm.

Önceden çocuğunuzla okulu ziyaret edebilir bahçesinde oyun oynatabilirsiniz

Ev içerisinde eğitim sistemi, öğretmenler ve okullar ile ilgili sohbetlerde çocuklarımızın bizi dinlediğini unutmamalıyız. Okula yönelik kaygı uyandıracak, onu öğretmenlerinden uzaklaştıracak söylemlerden sakınmalıyız.

Okula başlamadan önce mutlaka çocuğun gideceği okulu ziyaret etmesini ve mümkünse okulun içinde dolaşmasını ve hatta bahçesinde bir süre oyun oynamasını öneriyorum. Okul ziyaretinizi böylece keyifle sonlandırdığınızda okula tekrar dönmek için heveslenme ihtimalini de arttırmış oluyorsunuz. Çocuk, kendisini orada güvende ve oraya ait hissetmeye başladığında uyum süreci bir anda hızlanıyor. 

Okula başlamadan önce çocuğun okula başlamaya hazır olup olmadığının değerlendirilmesi gerekiyor. Bunun için okullarda görev alan rehber öğretmenlerin değerlendirmesini hafife almayın derim. Çocuğun hayata erken atılmasının avantaj olacağını düşünerek henüz okula başlamaya hazır olmayan bir çocuğu zorla okula başlatmak çocuğun özgüvenini zedeleyebilir. Aynı şekilde okula başlamaya hazır olan bir çocuğu gereğinden fazla evde tutmak da çocuğun ileride okulda sıkılmasına neden olabilir. Çocukların ne öğreniyor olurlarsa olsunlar kendi hızlarında ilerlemelerine saygı duymak ve onlara onların hızında eşlik etmek en sağlıklısı.

Sorularınız ve bakışlarınız kaygı mı içeriyor?

Okula yeni başlayan çocuklarımızın okulda günlerini nasıl geçirdiklerine dair endişelerimiz olabilir ve bunu kimi zaman bakışlarımızla kimi zaman sorularımızla istemeden de olsa çocuklarımıza belli ederiz. O nedenle öncelikle kendimizi rahatlatmamız gerekiyor. Kafamıza takılan sorular varsa bunları okul yönetimi ve öğretmenlerle konuşmak bizi rahatlatacaktır. Çocuktan bilgi akışı sağlamak da mümkün tabii, ona da biraz sonra ayrıca değineceğim.

Okul için bir zaman planı oluşturabilirsiniz

Okula başlamak yeni bir gün akışını beraberinde getiriyor. Okulun ilk gününde birdenbire uyku düzenini değiştirmek, çocuğun uyum sağlamasını güçleştirebilir. Okullar başlamadan 1-2 hafta önce uyku düzenini okullar açıldığı zaman olması gereken düzene doğru adım adım düzenlemek uygun olacaktır.

Bununla birlikte okula hazırlanırken gerginlik yaşanmayacak şekilde bir zaman planı yapmak gerekir. Çocuğumuzun uykusunu almış olacağından emin olacağımız şekilde akşam yatağına yatması, hazırlıklar için yetecek süre dikkate alınarak uygun saatte yataktan kalkması ve onunla keyifli bir sabah geçirmek çocuğunuzun halihazırda var olan stresini yönetmesine yardımcı olur.

Çocuğun endişelerini görmezden gelmeyin

Çocuğunuz size, okula yönelik endişeleri olduğunu söylediğinde bunu reddetmemelisiniz. Bir yere ilk defa gitmenin, yeni arkadaşlıklar edinmenin ilk gün insanı bir miktar strese sokabileceğini,  bunu sizin de zaman zaman yaşadığınızı ve bunu yönetebileceğini söyleyebilirsiniz. Sizi özlediği zaman bakması için isterseniz ona küçük bir resim yapıp verebilirsiniz. O da size bir resim bırakabilir ve akşam eve döndüğünüzde resimlerinizi birbirinize teslim edebilirsiniz. Böylece sizin bir parçanızı yanında hissetmiş olacaktır.

Tüm bu sohbetlerinizde sizin içinizin rahat olduğunu çocuğa aktarabilmeniz önemlidir. Özellikle pandemi döneminde okul çevresinde tekrar maskelerin takılması söz konusu olursa yüzünüzde maske olduğunu hatırlamanızı öneririm. Biz, çocuklarımızı gülümseyerek uğurluyoruz sanırken çocuklarımızın maske nedeniyle sadece kaygılı gözlerimizi görüyor olabileceği ihtimalini atlamayalım. Bazen maske altındaki yüzümüz gülerken, maskenin dışındaki gözlerimiz endişeyle bakabiliyor ve çocuklar bu endişeyi kolayca fark edebiliyorlar. Ebeveynin kaygılı olduğu bir duruma çocuk da elbette ki endişeyle yaklaşacaktır. Eğer ki bakışlarınızı yönetmekte zorlanıyorsanız çocuğunuzla okula kadar şarkılar söyleyerek gidebilirsiniz. Böylece şarkının ritmine kendinizi kaptırdığınızda gözlerinizin etrafındaki gergin kaslar da yumuşayacaktır.   

Kurallar ve sınırlar…

Okula başlamadan önce çocukların kurallar ve sınırlarla tanışmış olması adaptasyon sürecini büyük ölçüde etkiliyor. Kurallara ve sınırlara alışkın, düzeni olan çocuk, yeni bir düzene çok daha kolay uyum sağlarken; evde kural olmayan, her istediği yapılan ve her istediğini her an yapabilen bir çocuğun okuldaki kurallara adapte olması güç olabiliyor. Çocuklarımızın sınırlara ihtiyacı olduğunu, makul sınırlar çerçevesinde büyüyen çocukların kendilerini çok daha güvende hissettiğini de hatırlatarak çocuklarımıza kurallar koymamızın faydasını vurgulamak isterim.

Okul dönüşü hemen sorular sormayın

Okul dönüşlerindeki ebeveynin tutumu da çocukların dikkatini çekiyor genellikle. Bu noktada dikkat etmemiz birkaç maddemiz daha var.

Öncelikle, çocuğun tedirgin olmaması ve bir sonraki gün okula güvenle gidebilmesi için okul çıkış saatlerinde tam zamanında okulda olmak gerekiyor. Okulda yalnız kalan, bekletilen bir çocuk bir sonraki gün okulda unutulacağı korkusu ile okula gitmek istemeyebilir. Biz ne kadar açıklama yapsak da biliyoruz ki çocuklar bizim söylediklerimizden çok yaptıklarımıza göre hareket ediyorlar.

En sık yapılan hatalardan biri günün sonunda çocukla bir araya gelindiğinde hemen“Okul nasıldı?”, “Öğretmeninin sözünü dinledin mi?”, “Yemeğini yedin mi?” gibi soruların sorulması… Çocuklar hem ebeveynin bu merakının arkasındaki endişeyi fark ediyorlar, hem de sorgulanmış hissettikleri için bu durumdan rahatsızlık duyuyorlar. Bu da okula yönelik algılarını olumsuz etkileyebiliyor.

Bunun yerine bir araya geldiğimizde önce birbirimize olan sevgimizi göstermemiz, sarılmamız, kendi gününüzün nasıl geçtiğini anlatan bir giriş yaparak karşılıklı bir diyalog kurmamız çok daha sağlıklı. Sizin gününüzü anlattığınızı gören çocuk, sizi örnek aldığı için gün içinde yaptıklarını anlatmaya çok daha ilgili olacaktır.

Çocuğun anlatacaklarını yorumlamadan ve yargılamadan dinlemek onun size daha da fazla paylaşımda bulunmasına ve okuldan getirdiği stresi atmasına yardımcı olur. Siz de gün içerisinde olan bitenle ilgili çok daha fazla bilgi edinmiş olursunuz.

Çocukla kurulan diyaloglarda çocuğun, arkadaşının ya da okulun yanlış bir tutumu sizi rahatsız etse dahi bunu o ilk diyalogda dile getirmemenizi öneririm. Böylece çocuk hatasının yakalanmasından endişe etmeden özgürce paylaşımlarına devam eder. Burada dikkatinizi çekenleri farklı zamanlarda ilgili kişilerle konuşmak uygun olur. Okul ya da okuldaki başka bir öğrenci ile ilgili bir durum varsa bunu okuldaki yetkili kişilerle görüşebilirsiniz. Çocuğunuzun yanlış bir tutumu varsa, örneğin okuldaki bir eşyayı arkadaşıyla paylaşmak istememiş ve sorun yaşamışsa başka bir zamanda paylaşmanın önemine dair paylaşımlarda bulunabilirsiniz ya da evde yaptığınız bir yemeği, keki komşunuza götürürken size eşlik etmesini sağlayarak paylaşmayı bir “değer” olarak ona öğretebilirsiniz.

Okuldan dönen çocuk ile birlikte kısa bir süre keyifli vakit geçirmek, birlikte bir şeyler atıştırmak, bir şeyler yapmak ya da oyun oynamak onun okuldaki yorgunluğunu ve endişelerini yönetmesine yardımcı olur. Bu esnada ebeveynin başka hiçbir şey ile ilgilenmeden çocuğa odaklı 10-15 dk zaman geçirmesi günün devamında çocuğun o stresi davranışlarına yansıtma ihtimalini düşürür. Böylece davranış bozukluğu riskini azaltırsınız. 

Kıyaslanmak çocukları rahatsız eder

Sık yapılan hatalardan bir diğeri de çocukların kıyaslanmasıdır. Abisinin, ablasının, kuzeninin ya da komşu çocuğunun okula nasıl gittiği, ne kadar sürede alıştığı, ödevlerini nasıl yaptığı ve ne kadar başarılı olduğuna dair konuşmalar çocuğu huzursuz eder.

Her çocuk biricik olduğu gibi her çocuğun okula uyum süreci de onun mizacına, alışkanlıklarına, deneyimlerine göre biricik şekillenir. Ebeveyn olarak bizim beklentilerimiz çok yüksek olduğunda ve gerçek durum bu beklentiden uzaklaştığında çocuktan çok biz zorlanırız ve bunu da çocuğumuza aktarırız. Böylece çocuk da zorlanmaya başlar ve ilişkilerimiz bozulabilir. Biz, ebeveyn olarak gerçekçi beklentilerle yola çıkarsak ve bu sürecin çocuğumuza özel bir dönem olduğunu bilerek hareket edersek biz de daha rahat ederiz ve çocuğumuzla aramızdaki sağlıklı bağımızı da koruruz. 

Okula başlama tüm aile için yeni bir dönemdir

Okul başlama dönemi sadece çocuk için yeni bir dönem değildir. Aile yaşam döngüsünün yeni bir basamağına adım atılmıştır. Artık ebeveynin de uyum sağlaması gereken bir okul programı vardır, çocuklarının okul arkadaşlarının aileleriyle sosyalleşmesi gerekecektir, sosyal çevreleri genişleyecektir. Bu durum ebeveynler üzerinde de stres yaratabilir. Bu rahatsız edici duygunun bu aşamaya adım atan çoğu ebeveyn tarafından yaşandığını, tek zorlanan kişinin kendiniz olmadığını ve bir süre sonra bu yeni döneme alışmayla birlikte bu duygunun da azalacağını kendinize hatırlatabilirsiniz. Kim bilir belki de çocuğunuz sayesinde siz de uzun soluklu yeni arkadaşlıklar kurarsınız.

Çocukların günlük planları olmalı

Her çocuğun bir günlük planı olmalı ve bu plan çocuk ile birlikte hazırlanmalıdır. Okuldan sonra dinlenme vakti, ödev saati, yemek saati, oyun saati, uykuya hazırlık saati, uyku saati çocukla konuşarak planlanır. Programda mutlaka çocuğun kendisine ayıracağı, oyun saati olmalıdır.

Yaşına uygun miktarda ekrana izin veren bir program planlanabilir. Günlük rutini olan çocuklar tam olarak süreye uyum gösteremese bile sıralamaya uyduklarında sorumluluklarını yerine getirmekte çok daha az zorluk çekerler. Böylece ebeveyn ile de daha az çatışma yaşarlar.
Çocuğun sorularına sabırla yanıt vermek, öğrenmek istediği bir bilgi olduğunda bunu birlikte araştırmak, sorduğu soruları takdir edip önemsemek, çocuğun merak duygusunu geliştirmesine yardımcı olur.

Ödev zamanında, çocuğun ödevini kendisinin yapması gerektiğini, ancak zorlandığı durumlarda sizi yanına çağırabileceğini bilmesi gerekir. Sınıf öğretmeni ile velinin anlaşmalı olarak bu süreci yönetmesi en sağlıklısıdır. Öğretmenin beklentisi ile velinin tutumu çatışmayacak şekilde ortak karar alınarak bu sürecin yönetilmesi çocukta kafa karışıklıklarının önüne geçer.

Okuldan gelecek aile katılımlı ödevlerde ailenin sorumluluklarını yerine getirmesi çocuğa sorumluluk sahibi olmak ve ödevin önemi konusunda rol model olacağı için kritiktir. Her zaman aklımızda bulundurmamız gereken parolamız şu olmalıdır: Çocuğum benim dediklerimden çok yaptıklarımı yapacak. Bu parola ile davranışlarımızı düzenlediğimizde çocuğumuzdan da benzer karşılık alırız.

Okula başlamasıyla birlikte çocukta bir süre davranışsal farklılıklar gözlemlenebilir. Bu, adaptasyon sürecinde bizim stresimizi dışarı yansıtmamıza benzer; ancak uyku ve yeme alışkanlıklarında uzun süreli değişiklik olması, alt ıslatma, oyun oynamak istememe gibi durumlarla karşılaşılması durumunda bir uzman desteği almak uygun olacaktır.  
 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..