Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
İdrar Yolu Enfeksiyonu Kadınlarda Daha Fazla
İdrar Yolu Enfeksiyonu Kadınlarda Daha Fazla
Yanlışları Doğru Kabul Etmeyin
Yanlışları Doğru Kabul Etmeyin

Rahim Ağzı Kanserini Erken Yakalamak Mümkün

Rahim Ağzı Kanserini Erken Yakalamak Mümkün

Teknolojinin gelişmesi ve bilimin ilerlemesi ile rahim ağzı kanseri teşhisi 20’li yaşlarda konabiliyor. Hastalar erken teşhisin faydalarını da pek tabi görüyor. Acıbadem Taksim Hastanesi Kadın Hastalıkları, Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İlkkan Dünder, özellikle son yıllarda öncül lezyonların genç yaşlarda gözlenmesine paralel olarak, rahim ağzı kanserinin de daha erken yaşlarda ortaya çıkmaya başladığına dikkat çekiyor.

Jinekolojik kanserler arasında en sık görülen ilk üç tür arasında yer bulan rahim ağzı kanseri erken evrede yakalandığında tedavi şansı yüzde 95’in üzerine çıkabiliyor. Üstelik kansere neden olan virüsün HPV olduğu kesinleştikten sonra, dünyada hem bu konuya hem de HPV'ye karşı geliştirilen aşıya verilen önem de arttı. Bugün artık prekanseröz yani kansere dönüşebilecek lezyonları genç yaşlardan itibaren tespit edebilmek de mümkün olabiliyor. Eskiden sadece kanser aşamasında tanınan ve 40’lı yaşlardan sonra görülen rahim ağzı kanseri, 18, 20’li yaşlardan itibaren kansere dönüşebilecek hücreler olan prekanseröz lezyonlar olarak kendini gösteriyor. Bu sonuca neden olan en önemli faktörün yıllar içinde cinsel temas başlangıcının erken yaşlara çekilmesi ve buna bağlı  HPV’nin cinsiyetler arasındaki geçişini daha da hızlandırmasına bağlanıyor.

Bu konuda bir diğer etkenin ise teknolojik gelişmeler sayesinde lezyonların erkenden tespit edilmesi olduğunu ifade ediliyor. Belki de gelecekte rahim ağzı kanseri yeryüzünden ilk olarak tarihe karışacak kanser türü olacaktır.

HPV'lerin yaklaşık yüzde 70’i vücuda girdikten sonraki ilk bir yıl içerisinde, yüzde 91’i ise ikinci yılın sonunda  o kişinin bağışıklık sistemi tarafından yok ediliyor. Ancak, “kanser yapabilme yetisine sahip HPV” bulaşan her 100 kişinin 9’unda prekanseröz lezyonlar söz konusu oluyor ve kansere ilerleyebiliyor. Bu lezyonların daha genç yaşlarda gözleniyor olması ise ne yazık ki kanserin daha erken yaşlarda görülmesine neden olabiliyor. Prof. Dr. İlkkan Dünder, “Bu nedenle 30-35 yaş aralığında rahim ağzı kanseri gördüğümüz kadın sayısının bundan 20 yıl önceyle kıyasladığımızda kat be kat arttığını söyleyebiliriz” diyor.

Dünyada 7 Milyon Kişide HPV Var!

İstatistiklere göre dünyada her 11 kişiden birinde yani yaklaşık 650 milyon insanda çeşitli tipte HPV bulunuyor. Elbette bunların hepsi kanser yapıcı özellikteki virüslerden oluşmuyor. Yaklaşık 200’e yakın alt tipi bulunan HPV’nin sadece 5 tanesi bütün rahim ağzı kanserlerinin yüzde 85’inden sorumlu tutuluyor. Ülkemizde her yıl 1600 yeni rahim ağzı kanseri vakasının tespit edildiği belirtiliyor. Bir de yaşadıkları bölge itibariyle doktora gitmeyen kişilerin de olduğu düşünülecek olursak bu rakamın daha da yüksek olması muhtemel.

Prekanseröz Lezyonlar Hangi Durumlarda Kansere Dönüşüyor?

Prekanseröz lezyonların kimlerde ve neye göre geliştiği ya da kansere dönüştüğü konusunda ne yazık ki net bir şey söylemek bugün için mümkün olamıyor. Ancak sigara kullanımının hem riski artırıcı, hem de kansere gidişatı hızlandırıcı bir etken olduğu biliniyor. Poligami denilen birden fazla partnerle beraber olmak da “bu her iki cins için de geçerli” riskin artmasına neden olabiliyor. Bağışıklık sistemini düşüren ilaçları kullanmanın veya bağışıklık sistemini düşüren hastalıklara sahip olmanın da kanser oluşumunda etkili olduğu belirtiliyor. 

HPV’nin bağışıklık sistemi tarafından ortadan kaldırılmasıyla prekanseröz ve/veya kanser riskinin azaldığı anlamına gelmiyor. Tam aksine, ardı ardına farklı HPV tiplerine maruz kalınması da rahim ağzı kanserine neden olabildiği için tarama konusunda aynı özeni göstermeye devam etmek gerekiyor.

Kanser Öncesi Gelişim Dönemi Genellikle Sessiz Seyrediyor

Prekanseröz lezyonlar CIN 1, CIN 2 ve CIN 3 olarak tanımlanıyor. Bu lezyonların ilerleme ve geçiş aşamalarında yaklaşık 3-6 yıllık sürelere ihtiyaç duyuluyor. CIN 3’ ten kansere dönüşmesi ise 10-15 yıl kadar zaman alıyor. Aslında böylelikle müdahale etmek ve önlem almak için zaman kazanılmış oluyor. Ancak genellikle kadında prekanseröz lezyon gelişip gelişmediğini gösteren herhangi bir işaret bulunmuyor ve geçiş dönemleri oldukça sessiz seyrediyor. Dolayısıyla cinsel yaşamın başlamasıyla birlikte yapılacak pap smear testi ile olası lezyonların tespit edilmesi hayati önem taşıyor. Günümüzde rahim ağzı kanserinin öncül lezyonları koterizasyon, krioterapi, LEEP gibi farklı yöntemler kullanılarak tedavi edilebiliyor. Burada tedavi yöntemini belirlerken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar; hastanın yaşı, çocuk sahibi olma isteği, kontrollerine gelip gelemeyeceği, hastalığın derecesi, yaygınlığı, daha önce bu hastalık nedeniyle herhangi bir tedavi alıp almadığı sayılabilir. Bazı olgularda öncül lezyon ilerlemişse hastanın yaşı da göz önüne alınarak rahim alınmasına kadar gidebilen çeşitli tedaviler uygulanabiliyor. Tedavi sonrasında hastanın düzenli kontrolü gerekiyor. Bu konuya gerek doktorun ve gerekse hastanın hassasiyet göstermesi önem taşıyor.

 

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..