GÖZ KAPAĞI OPERASYONU GEÇİREN İNSANLAR; “DÜNYANIN BİR ÜST YARISI VARMIŞ” DİYOR.
İnsanlar arası iletişimde yüz ifademiz oldukça önemli bir rol oynar. Gözlerimiz de yüzümüzdeki ifadeyi tamamlayan temel noktadır. Gözlerimizin çevresinde, üst kapakta yaşanan cilt sarkması, torbalanma ve asimetrik görüntü gibi farklı sorunlar hem görme sağlığımızı, hem de estetik duruşumuzu olumsuz etkileyebiliyor. Bu yüzden günümüzde, genetik faktörlere ve yaşlanmaya bağlı olarak göz kapağında yaşanan estetik sorunlarla ilgili birçok kişi göz hekimlerine başvuruyor. Op. Dr. Melike Gedar Dünyagöz Ataköy’de gerçekleştirdiği kişi odaklı tedavileri ile 10-15 yaş arasında bir gençleşme sağlayabiliyor. Göz kapağı estetiğinin yanı sıra göz altı ışık dolgusun işlemini de başarılı bir şekilde gerçekleştiren Op. Dr. Melike Gedar ile göz estetiğinin önemli noktalarını ve görmede sağladığı artılarını konuştuk.
“Operasyon, gördüğünüz cisimlerin netliğini değiştirmiyor fakat bu ameliyatı olan insanlar “Dünyanın bir üst yarısı varmış” diyor. Kapağın üzerindeki torbalar cildi aşağı doğru ittikçe gözün üst kısmını daraltıyor. O fazlalığı aldığımız zaman gökyüzünü görebilmeye başlıyorsunuz. Kapağı düşmeye başlayan insanlarda kapağın verdiği yorgunluktan dolayı yaşanan uyku çökme sorunu da bu şekilde ortadan kalkmış oluyor.”
Yaş alma ve genetik faktörlere bağlı olarak göz çevresinde ve göz kapağında oluşan sorunlar birçok kişide estetik kaygıların oluşmasına yol açıyor. Göz çevresi ve göz kapağı ile ilgili hastalardan gelen başlıca şikayetler nelerdir?
Kendi aramızdaki iletişimde ilk önce gözlere sonra dudaklara bakıyoruz. Bir insanın yüzündeki en önemli kısımlar bunlar. Farkındaysanız emojilerde burun yoktur, yalnızca gözler ve ağız vardır. İfademizi gözler ve dudaklarımız sağlıyor. Göz hekimleri olarak bizlerin “Oküloplasti” dediğimiz ayrı bir alt branş var. Oküloplastik cerrahi de hastalıkla ve estetikle ilgilenen iki ayrı kısma ayrılıyor. Estetikle ilgilenen kısmı, göz etrafındaki yumuşak dokuların yaşa bağlı ve doğuştan olan estetik problemlerini çözüyor. Üst kapaktaki cildin sarkması, torbaların öne doğru gelmesi ya da göz kapağının olması gereken yerden daha aşağıya doğru düşmesi bu problemlerden bazıları. Yaşa bağlı olarak gözün yan tarafındaki cildin aşağı doğru düşmesi de insana üzgün bir ifade veriyor.
“GÖZ VE GÖZ ÇEVRESİ ESTETİĞİNDE GÖZ DOKTORUNUN CERRAHİ YORUMU ÖNEMLİDİR.”
Göz kapağı estetiği nasıl yapılıyor ve operasyon sonrası hastaları nasıl bir süreç bekliyor?
Göz ve göz çevresi estetiğinde göz doktorunun cerrahi yorumu önemlidir. Temel amacımız hastanın göz kapağının fonksiyonunu bozmamaktır. Göz kapağı, gözyaşımızı kornea dediğimiz saydam tabakanın üzerinde, aşağı yukarı yayma işlevine sahiptir. Bundan dolayı kapandıktan sonra düzgün bir şekilde açılmalıdır.
Estetik operasyon esnasında kişiye özel davranılmalıdır. Bir kişinin göz kapağını bir başkasının göz kapağı haline getirmek için uğraşmamalıyız. Bizler, kişide Asya tipi dolgulu bir göz yapısı varsa bunu Avrupa tipi çukurlu yapıya çevirmiyoruz. Estetikte asıl amaç hastada yaşa bağlı meydana gelen değişiklikleri eski haline getirmek olmalıdır. Ameliyat yaparken standart birtakım önlemleri elbette alıyoruz ama her kişinin ameliyatı kendisine özel değerlendirilir. Örneğin üst kapak ameliyatlarını lokal anestezi ile yapmayı tercih ediyorum. Bu operasyon sırasında hastamızla konuşuyor, bazen şarkı söylüyoruz. Ameliyatla fazlalık olan cildi ve arkadan öne doğru gelen torbaları alıyoruz. Hastaların torbalarında azalma ya da asimetri olması durumunda da torbaları transfer ediyoruz. Bir tarafta çok fazla boşluk varsa hastanın kendi yağını o boşluğu doldurmak üzere kullanabiliyoruz.
“Üst kapak tedavilerini genellikle sadece kapakları lokal anestezi ile uyuşturarak, birden fazla noktaya tedavi uygulayacaksak genel anesteziyle yapıyoruz. Ameliyattan sonra gözü hiç kapalı tutmuyoruz. Kişi işlerini ertesi gün itibariyle rahatlıkla yapabilir. Gözde yalnızca hafif bir şişlik ve morluk oluyor. Genellikle üst kapakta iki üç gün içerisinde, alt kapakta da operasyon yapıldıysa bir hafta içerisinde şişlik ve morluklar geçmiş oluyor.”
Peki, alt kapak için nasıl bir tedavi uyguluyorsunuz?
Alt kapak, hasta için de hekim için de biraz daha meşakkatli bir iş. Alt kapak anatomisi ve oradaki dinamikler birbirinden farklı. Alt kapak yanağımızı yerinde tutma işlevini görüyor. Alt kapakta bir problem olduğu zaman yanak da şekil değiştiriyor. Bundan dolayı bu operasyonları da alt kapağın gücünü ve kuvvetini azaltmadan yapıyoruz. Eğer alt kapakta öne doğru gelmiş torba varsa bunu herhangi bir kesi olmadan kapağın iç tarafından girerek üstündeki torbaları hafifçe tıraşlayarak düzleştiriyoruz. Bazı insanlarda daha farklı şekil bozukluklarıyla karşılaşabiliyoruz. Alt kapağın altında gözyaşı oluğu dediğimiz bir yer var. Bu olukta bir boşluk oluşuyor. Bu durumda kapak ameliyatına gerek kalmadan sadece o boşluğu hastanın kendi yağı ya da hyaluronik asit kullanarak, dolgu maddeleri ile doldurup alt kapağı düzleştirmek de söz konusu olabiliyor. Bu işlemi yapmadan önce teşhisi doğru bir şekilde koymak çok önemli. Ne yapacağımıza hastanın özelliklerine bakarak karar veriyoruz.
“ALT KAPAKTA ÖNE DOĞRU GELMİŞ TORBA VARSA BUNU HERHANGİ BİR KESİ OLMADAN KAPAĞIN İÇ TARAFINDAN GİREREK ÜSTÜNDEKİ TORBALARI HAFİFÇE TIRAŞLAYARAK DÜZLEŞTİRİYORUZ”
Bu operasyonlar kişiyi ortalama kaç sene gençleştiriyor?
Ameliyat her zaman için çok daha iyi bir tedavi yöntemidir. İnsanlarda 5-10 yaş arasında daha genç görüntü oluşturur. Işık dolgusunun süresi 6-12 ay, botoksun da 4-6 ay arasındadır. Ameliyat kişiyi 5-10 yaş gençleştirir. Kişi sağlıklı bir yaşam biçimine sahipse bu süre uzayabiliyor. Sarkma ve torbalar tekrar ortaya çıktığı zaman ise yeniden yapılacak bir operasyonla düzeltilebilir.
“OPERASYON SONRASI İYİ BİR BAKIMLA, SIKI BİR BUZ KOMPRESİYLE İYİLEŞME SÜRECİ ÇOK DAHA KISALIYOR”
Göz kapağı estetiği ve ışık dolgusu ameliyatından sonra iyileşme süreci ne kadar zaman alıyor?
Bu tür ameliyatlarda yüzde 95 oranla hastalarımız ağrı sorunu yaşamıyor. Üst kapak tedavilerini genellikleri sadece kapakları uyuşturarak, birden fazla noktaya tedavi uygulayacaksak genel anesteziyle yapıyoruz. Ameliyattan sonra gözü hiç kapalı tutmuyoruz. Kişi işlerini ertesi gün itibariyle rahatlıkla yapabilir. Gözde yalnızca hafif bir şişlik ve morluk oluyor. Genellikle üst kapakta iki üç gün içerisinde, alt kapakta da operasyon yapıldıysa bir hafta içerisinde şişlik ve morluklar geçmiş oluyor. Hasta kan sulandırıcı ilaçlar alıyorsa, çok fazla yeşil çay içiyorsa, tansiyonu yüksekse bu süre 10 gün kadar uzayabiliyor. Ameliyat sonrası iyi bir bakımla, sıkı bir buz kompresiyle süreç çok daha kısalıyor. Yani hasta cuma günü yapılan bir ameliyattan sonra pazartesi rahatlıkla işe dönülebiliyor. Bir hafta sonra da dikiş alıyoruz.
Ameliyat sonrası hastaların gözlerinde iz kalıyor mu?
Üst kapaktaki kesi yerimizi kapağın kendi oluk çizgisine denk getiriyoruz. Böyle olduğu için bu ameliyatların iz bırakma oranları çok düşük ama buna rağmen başka nedenlerden dolayı bir iz kaldığında bu iz o olukta olduğu için kesinlikle belli olmuyor. İz sorununu azaltmak için hastalarımıza operasyon sonrası göz kapağına özel iz iyileştirici kremler ve güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmaları için güneş gözlüğü öneriyoruz.
Göz kapağı estetiği görme yetisinde nasıl bir artı sağlıyor?
Operasyon gördüğünüz cisimlerin netliğini değiştirmiyor fakat bu ameliyatı olan insanlar “Dünyanın bir üst yarısı varmış” diyor. Kapağın üzerindeki torbalar cildi aşağı doğru ittikçe gözün üst kısmını daraltıyor. O fazlalığı aldığımız zaman gökyüzünü görebilmeye başlıyorsunuz. Kapağı düşmeye başlayan insanlarda kapağın verdiği yorgunluktan dolayı yaşanan uyku çökme sorunu da bu şekilde ortadan kalkmış oluyor.
Gözaltı ışık dolgusunun göze bir zararı var mıdır?
Göz etrafında birtakım tehlikeli noktalar bulunuyor. Işık dolgusunun yapıldığı göz yaşı oluğundan damarlar geçmediği için işlem doğru bir şekilde yapılırsa herhangi bir problem olmuyor ama kaş ortası dediğimiz bölge çok tehlikeli bir bölge. Eğer oraya dolgu yapılırsa damarlara denk gelme ve körlük riski bulunuyor. Bununla ilgili dünya literatürüne geçmiş vakalar var o yüzden o bölgeye dolgu önermiyoruz. Eğer orada bir çatlak varsa botoksu yaptıktan sonra çatlak hala geçmediyse ince bir hat halinde ciltteki yerleri dolduruyoruz. Gözyaşı oluğu ile ilgili körlük gibi bir problem olmadığı halde başka problemler de yaşanabiliyor. Oradaki işlemi bir miktar derin yapmak durumundasınız, eğer yüzeysel yaparsanız dolgu kendi göz torbanızın ayrı bir katmanıymış gibi ayrı bir torbalanma şeklinde ortaya çıkıyor. Enfeksiyon kurallarına uyulmazsa geç dönemde de olsa enfeksiyon benzeri şeyler ortaya çıkabiliyor fakat ışık dolgusuna ait herhangi bir körlük vakası yok.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..