Ramazan Sonrası Kabız Olmayın!
Bir ay süren oruç sonrası, Ramazan Bayramı’nın gelmesiyle beslenme biçimimiz de hızla değişiyor. 12 saatten fazla süren açlık ve susuzluk döneminden sonra, vücudumuza gün içinde çok fazla besin alacağız. Bunların şeker ve karbonhidrat oranları da yüksek olacak. Bu durumda bazı sindirim problemleri yaşamamız olası. Diyet ve Beslenme Uzmanı Serap Güzel, Ramazan Bayramı’nı rahat geçirmek için lifli gıdalardan zengin beslenmenin neden gerekli olduğunu anlatıyor.
Lif, yararlı bakterileri etkiler
Bağırsaklar vücudun en önemli organlarından biridir ve bağışıklık sistemimizin büyük kısmını oluşturur.
Ne kadar iyi bir bağırsak yapımız, mikrofloramız varsa o kadar sağlıklıyız demektir.
Genetiğimiz dışında sağlığımızı olumlu yönde değiştirebileceğimiz en önemli etken beslenmemizdir. Tükettiğimiz besinlerden aldığımız lif bağırsaktaki bakteri ortamını olumlu yönde değiştirir ve kolon kanseri başta olmak üzere kanser, obezite, diyabet ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Günümüzde artık klinik çalışmalarla da lifin sağlımız açısından önemi ortadır ve kanıtlanmıştır.
Lif, vücutta sindirilmeden atılan ve herhangi bir enerji (kalori) vermeyen bir karbonhidrat türü olan polisakkarittir. Bağırsakların temizleyicisi olarak da düşünebiliriz. Lifler çözünen ve çözünmeyen olmak üzere iki çeşittir. Su tutarak dışkının yumuşamasını sağlar ve hacmini arttırır, bağırsak çeperine baskı yaparak bağırsak kaslarını harekete geçirir, jel oluşturarak midede kalış süresini arttırır ki bu tokluk hissi verir. Lif kolesterolün emilimini azaltarak kalp hastalıklarına karşı koruyucu etki gösterir. Kan şekerinin yavaş yükselmesini sağlayarak diyabeti ve tokluk hissini arttırdığından dolayı da obeziteyi önleyicidir. Bağırsak hareketlerini arttırdığı için kabızlığı önler, bunun yanında bağırsakta probiyotik bakterilerin çoğalmasını sağladığı için de özellikle kolon kanserine karşı koruyucudur.
Kabızlığı önlemek için lifli gıdalar tüketin
Bağırsakların çalışması sağlığımız açısından bu kadar önemliyken kabızlığı önlemek ve daha sağlıklı olmak için liften zengin beslenmek gerekmektedir. Özellikle sebze, meyve tüketimine ağırlık vermek ve rafine karbonhidrat tüketiminden kaçınmak beslenmemizde lifi arttırmayı sağlar.
Yulaf lif açısından zengin bir besindir ve sağlığımıza faydaları klinik çalışmalarla da bilinmektedir. Yulaf içerdiği beta glukan ile bağışıklık sistemini kuvvetlendirir, hem çözünür hem çözünmez lif içeriği yüksek olduğundan bağırsakları çalıştırır, kabızlığı önler. Lif içeriği tokluk hissini arttıracağından özellikle oruç tutarken yulaf tüketmek açlığa dayanıklılığı arttırır. Bunun yanında yulaf doymamış yağ asitlerinden ve minerallerden zengindir.
Keten tohumu yine bağırsak sağlığımız için beslenmemizde bulunması gereken besinlerden biridir. Keten tohumu omega-3, potasyum, magnezyum, demir ve bakır gibi birçok mineral içerir. Çözünür ve çözünmez lif içeriği yüksektir, İçerdiği müsilaj madde ile de bağırsaklarda laktasif etki yaparak kabızlığı önler. Bunun yanında kuvvetli bir antioksidan, antimikrobiyal ve antikanserojen etkiye sahiptir.
Meyan kökünün gastrit, ülser, mide spazmlarında ve karaciğerdeki koruyucu etkisi, üst solunum yollarında göğüs yumuşatıcı ve öksürüğü azaltan sağlık açısından birçok faydası olduğu yüzyıllardır bilinmekte ve tıpta kullanılmaktadır. Bunların yanında bağırsakları da çalıştırıcı, düzenleyici etkisi vardır.
Bitkisel desteklerin etkisi
Ramazan ayı boyunca değişen öğün saatleri, yetersiz sıvı ve lif tüketimi ile bağırsak yapısı değiştiğini ve kabızlık görülebildiğini ifade eden Serap Güzel, “Oruç sonrası bayram tatili ile birlikte günlük beslenme düzeni yine değişecektir. Çünkü bizde bayram demek, ailelerin buluşması, büyük sofralar, geleneksel özlenen yemekler demektir. Oruç tutulan bir ay sonrasında yemek miktarları biraz fazla kaçabilir ve mide, sindirim şikayetleri artabilir. Ya da şehir dışında yapılan tatilde her öğünün dışarıda yenmesi, alışkın olmadığımız yiyecekler veya farklı lezzetler denerken yine mide rahatsızlıkları baş gösterebilir, bağırsak florası bozulabilir. Bunları önlemek için beslenmenize destek olarak bu bitkileri almak hem tatil dönemi size rahatlatır hem de sağlığınıza olumlu etkilerinden dolayı fayda sağlamış olursunuz. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki bitkilerin faydalı etkileri kadar zararlı etkileri de vardır. Uygun ve etkili doz kullanmak sağlığınız için çok önemlidir, maalesef dozlarına dikkat etmeksizin aktardan alınan bitkiler yan etki gösterebilir, sağlığınızı daha kötü etkileyebilir. Bu nedenle bitkilerden en iyi faydayı sağlayabilmek için uygun doz çalışmaları yapan ve etken maddenin bitkiden elde edilme yöntemlerine dikkat eden güvenilir firmalardan bu besin destekleri alınmalıdır.” diye konuştu.
Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.
Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..