Giriş Yapın

Facebook ile Bağlan Sizin adınıza paylaşım ve izinsiz gönderim yapmıyoruz.
Şimdi Öz Güvenini Artırmanın Tam Zamanı!
Şimdi Öz Güvenini Artırmanın Tam Zamanı!
ÇOCUKLARDA TEKNOLOJİ KULLANIMINA DİKKAT!
ÇOCUKLARDA TEKNOLOJİ KULLANIMINA DİKKAT!

Otizm mi Selektif Mutizm mi?

Otizm mi Selektif Mutizm mi?

Çocuklarımızın gelişim yelkeninde, her bir rüzgârın kendine ait özel bir hikâyesi olduğunu da unutmayalım. Şimdi hazırsanız eğer, sizlerle o denizin derin sularına biraz daha dalmak istiyorum. Çünkü ebeveynlik denizinde seyrüsefer, bazen beklenmeyen kayalıklarla dolu olabilir.

Ebeveynlik yolculuğunun haritası

   Ebeveynlik, âdeta bir deniz yolculuğu gibidir. Dalgalı günler, sakin koylar, fırtınalı anlar; hepsi bu eşsiz denizde yer alır. Her an, yeni bir rüzgâr estiğinde, çocuklarımızın yelkeni değişebilir. İşte bu anları anlamak ve rüzgârları yönlendirmek, ebeveynlik denizinde başarıyla yol almanın anahtarıdır.

Bu yelken yolculuğunda en önemli harita, empati ve anlayışla çizilir. Her bir çocuk, kendine özgün yelkenini taşır ve onu keşfetmek, ebeveynleri olarak bizlere düşer. Eğitim adacıkları, sosyal ilişki koyları ve duygusal dalgalı denizler; çocuklarımızın büyüme yelkenini bu zengin manzaralar içinde seyretmek heyecan verici bir an sunar.

Öğrenme anılarını biriktirirken, ebeveynler olarak en büyük hazinemiz, çocuklarımızın bu yolculukta sahip oldukları deneyimlerdir. Tabii ki de yer yer ebeveynlik denizinde şiddetli fırtınalarda kopacaktır. Belki de çocukların ıssız bir adaya sığınma vakti gelmiştir. Fırtınalar zamanla geçer ve onlarla başa çıkarken kazanılan deneyimler, ebeveynlik gemimizi güçlendirir.

Ancak çocuklarımızın yelkeninde bulunan bir diğer önemli unsurda özgürlüktür. Yelkenleri rüzgârla dolar ve rotayı belirleyen onlardır. Ebeveynler olarak görevimiz; onlara bu özgürlüğü sağlamak ve kendi yollarını çizmelerine izin vermektir.

Çocuklarımızla beraber geçirdiğimiz her an, bir denizcinin dostluğunu paylaşmak gibidir. Sosyal limanlarımızda bir araya gelmek, tecrübelerimizi paylaşmak, ebeveynlik denizinde yelken açan diğer gemilere rehberlik edecektir.

Unutmayalım ki, bu serüvenin bir sonu yoktur. Çocuklarımızın yelkeni, esen her yeni bir rüzgârla değişmektedir. Bu arada çocuklarımızın gelişim yelkeninde, her bir rüzgârında kendine ait özel bir hikâyesi olduğunu da unutmayalım. Şimdi hazırsanız eğer sizlerle o denizin derin sularına biraz daha dalmak istiyorum. Çünkü ebeveynlik denizinde seyrüsefer, bazen beklenmeyen kayalıklarla dolu olabilir.

Selektif Mutizm

    Öncelikle çocuklarımızın yelkenlerini etkileyen bir faktörden bahsetmek istiyorum: Selektif Mutizm. Nedir bu “Selektif Mutizm?”, dediğinizi duyar gibiyim. Mutizm, çocukların belirli durum veya kişilerle iletişim kurma güçlüğü çektiği bir durumdur. Sessizlik, onların en sık başvurduğu iletişim yoludur.

Seçici konuşmamazlık olarak adlandırılan durumda; çocuklar evde ya da belli başlı kişilerle normal bir şekilde konuşabilirken, dışarıda veya belirli sosyal ortamlarda sessiz kalabilirler. Sıklıkla sosyal kaygı bozukluğuyla ilişkilendirilir. Yani yeni insanlarla tanışmak, okul gibi kamusal ortamlarda konuşmak, bu çocuklar için korkutucu olabilir.

Mutizm, genellikle üç yaşından itibaren başlar ancak belirtilerini çocuk okula başlayana dek göremeyebilirsiniz. Bu noktada, ebeveynler olarak bizlerin anlayışı ve destekleri, çocuklarımızın bu sessiz dünyası için kritik bir öneme sahiptir. Sessizlikleri, içsel bir zenginlik ve duyarlılık barındırabilir. Jestler, göz teması, yazılı ifade; bunlar, mutizm belirtisi yaşayan çocukların kendilerini ifade etme yolları olabilir. Bu alternatif iletişim yöntemlerini anlamak, onlarla daha güçlü bir bağ kurmamıza yardımcı olacaktır. Unutmayınız ki, sessizlikleri bir güç kaynağına dönüştürebilmek, ebeveyn olarak bizlere düşen büyük bir sorumluluktur.

Selektif Mutizm kendiliğinden geçer mi?

Kendiliğinden geçmesi pek olası değildir, çünkü altında yatan birçok farklı neden olabilir. Bu nedenler arasında genetik faktörler, beyin gelişimi ile ilgili sorunlar, duygusal travmalar, otizm spektrum bozukluğu gibi durumlar yer alabilir. Eğer bir çocukta mutizm belirtileri varsa, erken tanı ve müdahale önemlidir. Bu, çocuğun uygun terapi ve destek almasını sağlayarak semptomların azalmasına veya kaybolmasına yardımcı olabilir. Konuşma terapisi, davranış terapisi, oyun terapisi gibi yöntemler kullanılabilir. Ayrıca, ailenin ve öğretmenlerin de çocuğa destek olması önemlidir. Tedavi süreci genellikle uzun ve sabır gerektirir. Ancak erken müdahale ve sürekli destek ile birlikte, birçok çocuk belirtilerinde iyileşme gösterebilir ve normal konuşma yeteneğine kavuşabilir.

Otizm ile Selektif Mutizm neden karıştırılır?

Otizm ve mutizm sıklıkla karıştırılabilir, çünkü her ikisi de sosyal iletişim ve etkileşimde zorluklarla ilişkilendirilir. Ancak bu iki durum arasında önemli farklılıklar vardır.

Benzerlikler
1. Sosyal etkileşimde zorluklar: Hem otizm spektrum bozukluğu (OSB) hem de mutizm, kişilerin sosyal etkileşimde zorluklar yaşamasına neden olabilir. Bu, göz teması kurmakta zorlanma, duyguları doğru şekilde yorumlamada zorluk çekme ve başkalarıyla etkileşim kurmada sıkıntı yaşama gibi belirtilerle kendini gösterebilir.

2. Dil gelişiminde gecikmeler: Hem OSB’li (Otizm spektrum bozukluğu) olan bireyler hem de mutizm yaşayanlar, dil gelişiminde belirli bir düzeyde gecikme yaşayabilirler. Bazıları tamamen sessiz kalabilirken, diğerleri sınırlı veya tekrarlayıcı dil kullanabilirler.

Farklılıklar
1. Nedenler: Otizm spektrum bozukluğu (OSB), beyin gelişimindeki farklılıklarla ilişkilendirilirken, mutizm genellikle duygusal travma veya anksiyete gibi psikolojik faktörlere bağlıdır.

2. İletişim becerileri: Otizmli bireyler, sınırlı veya tekrarlayıcı dil kullanabilirken, genellikle diğer iletişim yöntemlerini de kullanabilirler. Mutizm ise özellikle konuşma yeteneğinin eksikliğiyle karakterizedir ve bireylerin genellikle hiç konuşmaması veya sınırlı konuşma yapması ile kendini gösterir.

3. Diğer belirtiler: Otizm genellikle tekrarlayıcı davranışlar, dar ilgi alanları ve duyusal hassasiyet gibi belirtilerle ilişkilendirilirken, mutizm genellikle sadece konuşma eksikliği veya kısıtlı konuşma ile ilişkilendirilir.

Bu nedenlerle, otizm ve mutizm arasında bazı benzerlikler olsa da farklılıklar da vardır ve her biri farklı nedenlere ve semptomlara sahiptir.

Ebeveynler olarak bunu ilk nasıl fark ederiz? Bu rahatsızlık kendisini nasıl belli eder?

Ebeveynler olarak otizm veya mutizm gibi durumları ilk olarak fark etmek için bazı belirtilere dikkat etmek önemlidir. Her çocuk farklıdır ve belirtiler çeşitlilik gösterebilir. Ancak genel olarak şu işaretlere dikkat etmek faydalı olabilir.

1. Dil Gelişiminde Gecikme veya Eksiklik: Çocuğunuzun yaşına uygun dil gelişimi göstermemesi veya hiç konuşmaması durumunda dikkatli olun. Eğer çocuğunuz yaşına uygun şekilde konuşmuyorsa veya konuşma becerilerinde gerileme varsa, bu bir işaret olabilir.

2. Sosyal Etkileşimde Zorluklar: Çocuğunuzun diğerleriyle göz teması kurmakta zorlanması, duygusal ifadeleri anlamakta veya ifade etmekte zorlanması, yaşıtlarıyla oynamakta veya iletişim kurmakta güçlük çekmesi gibi belirtiler, sosyal etkileşimde zorluklar yaşadığını gösterebilir.


3. Tekrarlayıcı Davranışlar veya Dar İlgi Alanları: Çocuğunuzun belirli nesnelere veya konulara aşırı derecede ilgi göstermesi, belirli hareketleri veya davranışları sürekli tekrar etmesi, değişikliklere karşı direnç göstermesi gibi belirtiler otizm spektrum bozukluğuna işaret edebilir.

4. Konuşma Dışı İletişim Yöntemleri: Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar, dil becerileri zayıf olsa bile jestler, görsel işaretler veya diğer iletişim araçlarıyla iletişim kurabilirler. Ancak, mutizm durumunda, çocuğunuzun hiç konuşmaması veya sınırlı konuşma yapması daha belirgin olabilir.

Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı çocuğunuzda görülüyorsa bir uzmandan yardım almalısınız. Çocuğunuzda gözlemlediğiniz belirtiler endişe verici olabilir ama erken tanı ve uygun müdahale ile çocuğunuzun potansiyelini en üst düzeye çıkarabilir ve onunla birlikte daha güçlü bir gelecek inşa edebilirsiniz. Unutmayın ki ebeveynlik, çocuklarımızın hissettikleri rüzgârları anlamakla başlar; tıpkı ana rahmine düştüğü andan itibaren hissedilen olgular ve atılan birkaç tekme darbesi ile “ben buradayım” demesi gibi anlam dolu bir süreçtir. Sessizliğinde duyulmaya ihtiyacı vardır. Sadece kulak verin.

İlginizi Çekebileceğini Düşündüğümüz Diğer Haberler
FACEBOOK YORUMLARI
ANNEBEBEK ÜYELERİ NE DİYOR?

Yorumları görebilmek, soru, görüş ve önerilerinizi bizimle paylaşmak için facebook hesabınız ile giriş yapmalısınız.

Facebook’ta adınıza gönderim yapmadığınızı bilmenizi isteriz..